Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20437 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 7550 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ: Mersin 3. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 30/12/2009NUMARASI: 2009/810-2009/1401Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı tarafından borçlu C.K.adına gerek işyeri ve gerekse ikametgah adresi itibariyle kıymet takdirine ilişkin olarak iki adet rapor tebligatının çıkarıldığı, bu tebligatlardan birincisinin 17.6.2009 tarihinde tebliğ edildiği görülmüştür. Haczedilmezlik şikayetine ilişkin başvurular haczin öğrenildiği tarih itibariyle yasal "7" günlük süreye tabidir. Borçlu bu şikayetini 6.7.2009 tarihinde yaptığından mahkemece öncelikle şikayetin süresinde olup olmadığı konusunda bir karar vermek gerekirken bu husus irdelenmeksizin işin esasına girilmesi doğru değildir. Diğer yandan kabule göre de;İİK.nun 82/12.maddesi gereğince, borçlunun "haline münasip" evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki "aile" terimi, geniş anlamda olup, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. Icra mahkemesince, borçlunun sözü edilenlerle birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tesbit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktar borçluya bırakılmalı, kalanı alacaklıya ödenmelidir. Bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan ve ikamet için zorunlu ögeleri içeren bir meskenin dışındaki yerler, maddede öngörülen amaca aykırıdır. Somut olayda mahkemece mahallinde yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda taşınmazın bir bütün olarak değerinin 57.233,85.TL, borçlunun payının ise 9.438,98.TL olduğu bildirilmiştir. Mahkemece yapılacak iş, bilirkişilerden ek rapor alınarak borçlunun haline münasip evi alabileceği değerin tesbitinden sonra, tesbit edilen bu miktar mahcuzun değerinden az ise mahcuzun satılarak, borçlunun haline münasip ev alması için gerekli bedelin kendisine, artanın alacaklıya ödenmesine, satışın borçlunun haline münasip ev alabileceği miktardan az olmamak üzere yapılmasına karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile ve yetersiz rapora dayalı olarak yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ :Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 21/09/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.