Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20330 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 17751 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ: Kartal 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 28/06/2007NUMARASI: 2007/35-2007/377Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :1-Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE, 2-Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarına gelince;Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de,Alacaklının takibe konu yaptığı ilamda tazminata hükmedildiği görülmektedir. Hükmedilen alacak tazminat niteliğinde olduğundan 3095 sayılı kanun hükümleri doğrultusunda (Bütçe kanununda yer alan yıllar ve oranlar da gözetilerek) faiz talep edebilir.4833 sayılı 2003 yılı Mali Bütçe Kanununun 51/t. maddesiyle 5020 sayılı 2004 yılı Bütçe Kanununun 49/o ve 2005 yılı Bütçe Kanununun 37/e maddelerindeki faiz oranları genel bütçeye bağlı dairelerle katma bütçeli idarelerin ilama bağlı borçları hakkında uygulanır. (HGK.nun 1.12.2004 tarih ve 2004/12-667 E. sayılı kararı)Somut olayda borçlu ilamda öngörülen tazminat için takip edildiğine göre yukarıda yer alan açıklamalar dikkate alındığında faiz hesabının anılan maddelerde belirtilen oranlara göre yapılması zorunludur. Ancak 2003 yılı Bütçe Kanununun 51/t maddesi Anayasa Mahkemesinin 22.01.2004 tarih ve 2003/41 E.-2004/4 K. sayılı kararıya; 2004 yılı Bütçe Kanununun 49/o maddesi yine Anayasa Mahkemesinin 7.6.2005 tarih ve 2004/12 E. 2005/35 K. sayılı kararları ile; 2005 yılı Bütçe Kanununun 37/e maddesi ise 5335 Sayılı Yasa ile 1.5.2005 tarihinde yürürlükten kaldırılmıştır. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda 13.5.2004 ile 1.1.2005 tarihleri arası için 2004 Yılı Mali Bütçe Kanununda belirtilen faiz oranlarının hesaplamada dikkate alındığı görülmektedir. Yukarıda açıklandığı üzere 2004 Yılı Bütçe Kanunu Anayasa Mahkemesince iptal edildiğinden belirtilen dönem için 3095 Sayılı Kanunda öngörülen yasal faiz oranlarının uygulanması zorunludur. O halde eksik incelemeye dayalı bilirkişi raporuna dayalı olarak yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir. SONUÇ :Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) numaralı bentte yazılı nedenlerle alacaklı yararına İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 05/11/2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.