Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20142 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 25499 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ: Giresun 2. Asliye Hukuk Mahkemesi (İcra Hukuk)TARİHİ: 25/10/2010NUMARASI: 2010/155-2010/183Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı banka tarafından borçlu M.A.Ş.hakkında genel kredi sözleşmesine dayalı olarak ilamsız icra takibi başlatılmıştır. Takibin kesinleşmesinden sonra borçlunun vasisi Ş. T. tarafından icra mahkemesine yapılan başvuruda; kardeşi takip borçlusunun vesayet altında olduğu, sözleşmedeki kefaletinin yok hükmünde bulunduğu belirtilerek kredi sözleşmesi ve kefilliğinin iptali isteminde bulunulmuştur.Bilindiği üzere şikayet, icra ve iflas hukukunda düzenlenen kendine özgü bir yoldur. İcra takibinin taraflarına ve hukuki yararı bulunan diğer kişilere tanınmış ve bu yolla icra ve iflas dairelerinin kanuna ve olaya uygun olmayan işlemlerinin iptalini veya düzeltilmesini ya da yapamadıkları veya geciktirdikleri işlemlerin yapılmasını sağlayan bir başvuru yoludur. Bu anlamda şikayete, maddi hukuka değil, takip hukukuna ilişkin kuralların yanlış uygulanması üzerine başvurulur. Cebri icra organı tarafından yapılan bir işlemin iptal edilmesi veya düzeltilmesi konusunda yararı olan her ilgili şikayet yoluna başvurabilir. Şikayet talebinde bulunabilmek için sözkonusu icra takip işleminin, doğrudan doğruya şikayet talebinde bulunan ilgilinin hukuki durumuna yönelik ve zararına olması gerekir.Somut olayda, borçlunun Giresun Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 21.04.2003 tarih ve 2002/1052-2003/441 sayılı ve 07.10.2003 tarihinde kesinleşen ilamıyla akıl hastalığına dayalı olarak vesayet altına alındığı, kendisine şikayetçi Ş.T.'nin vasi olarak atandığı görülmekte ise de, aynı kararın, yine 17.08.2010 tarihinde kesinleşen Giresun 1. Sulh Hukuk Mahkemesi'nin 15.07.2010 tarih ve 2008/1131-2010/513 sayılı ilamı ile "...Adli Tıp Kurumu'ndan alınan rapor... ve TMK'nun 474. maddesi uyarınca" kaldırıldığı anlaşılmaktadır.Kural olarak hak ve fiil ehliyetine sahip herkes taraf ve takip ehliyetine sahiptir. Taraf ehliyeti kamu düzenine ilişkin olup süresiz şikayete tabidir. Ancak; borçlu hakkında verilen vesayet kararı, şikayet tarihi olan 24.09.2010 tarihinden önce kesinleşen mahkeme kararı ile kaldırılmıştır. Bu durumda, şikayetçi Ş.T.'nin vasi sıfatıyla anılan şikayette bulunma hakkı yoktur. Mahkemece istemin bu nedenle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 25/10/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.