Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 20140 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 3510 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ: Ankara 5. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 09/12/2010NUMARASI: 2010/1110-2010/1102Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Borçlu hakkında genel haciz yolu ile icra takibine başlanmıştır. Borçluya gönderilen örnek (7) numaralı ödeme emri "691 sayılı Bahçeli .........Sitesi N0......./Ankara"adresinde ve "...aynı konutta birlikte oturan annesi A. K. imzasına "tebliğ edilmiştir. Dosyada mevcut Ankara Ticaret Sicil Müdürlüğünün 23.11.2009 tarihli cevabi yazısına göre anılan adres dava dışı takip borçlusu ... inş....Ltd.Şti.ortaklarından olan şikayetçi borçlu G. K.'ın ortak sıfatıyla ticaret siciline bildirdiği adres olduğu anlaşılmıştır.Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, ödeme emri tebligatının ikamet etmediği bir adrese tebliğ edildiğine ve tebliğ tarihinin düzeltilmesine ilişkindir.7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun "Bilinen en son adreste tebligat"başlığını taşıyan 10 maddesinde aynen "Tebligat, tebliğ yapılacak şahsa bilinen en son adresinde yapılır.Şu kadar ki, kendisine tebligat yapılacak şahsın müracaat veya kabulü şartıyla her yerde tebligat yapılması caizdir."hükmü yer almaktadır.Yine aynı yasanın 16.maddesine göre; "kendisine tebligat yapılacak şahıs, adresinde bulunmazsa tebliğ, aynı konutta oturan kimselere veya hizmetçilerden birine yapılır." 4829 Sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle Tebligat Kanunu'nun 16.maddesinde yer alan "birlikte oturan ailesi efradı"ibaresi "aynı konutta oturan kişiler" şeklinde değiştirildiğinden, muhatap adına kendilerine tebligat yapılacak aynı konutta oturan kişiler, aile fertleri, yakın ve uzak akrabalar veya hizmetçilerden biri olabileceği gibi bu kimseler dışında kalan ancak muhatapla birlikte oturan diğer kimseler de olabileceklerdir. Muhatapla birlikte oturma şartının gerçekleşmiş sayılabilmesi için muhatapla aynı çatı altında oturmak yetmeyip, aynı daireyi paylaşmış olmak gerekir.Tebligat Kanunu ve Tebligat Tüzüğü, tebliğ belgesindeki işlemin aksinin iddia edilmesi halinde bunun tahkik şeklini ve yöntemini göstermemiştir. O halde hakim, her somut olayın özelliğini, cereyan şeklini, gerçekleşen maddi olguları en ufak ayrıntılarına kadar gözönünde bulundurup iddiayı tahkik etmelidir. Dairemizin süregelen yerleşmiş uygulaması, Hukuk Genel Kurulun 7.4.1982 tarih ve 13777-337 sayılı kararında öngörülen yukarıdaki ilkeye uygun biçimde devam etmektedir.Somut olayda, şikayetçi, tebligat adresinde kendisinin oturmadığını, annesi ve babasının ikamet ettiğini belirttiğine, bu nedenle tebligat usulsüzlüğü şikayetinde bulunduğuna ve buna yönelik delillerine bildirdiğine göre, anılan iddianın yukarı belirtilen ilkeye uygun olarak her türlü delille kanıtlanması mümkündür. O halde mahkemece duruşma açılmalı oluşacak sonuca göre bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 25.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.