Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 19914 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 16626 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ: Şanlıurfa 2. İcra MahkemesiTARİHİ: 12/07/2007NUMARASI: 2007/186-2007/186Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :1) İşin niteliği bakımından temyiz tetkikatının duruşmalı olarak yapılmasına HUMK’nun 438. ve İİK’ nun 366. maddeleri hükümleri müsait bulunmadığından bu yoldaki isteğin reddi oybirliğiyle kararlaştırıldıktan sonra işin esası incelendi;2) Alacaklı tarafından borçlu aleyhine yapılan genel haciz yolu ile başlatılan takip nedeniyle borçlu vekilinin, icra mahkemesine başvurarak müvekkilinin takipten 12.07.2007 tarihinde haberdar olduğundan bahisle gecikmiş itirazda bulunmuştur. Mahkemece tebligatın usulsüz olduğu kabul edilmesine rağmen tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, bu istemin gecikmiş itiraz olarak kabul edilerek takibin durdurulması yönünde karar verilmiştir.Genellikle İİK'nun 65.maddesine dayanan gecikmiş itiraz ile 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32.maddesi hükmü gereğince usulsüz tebliğ nedenine dayalı şikayetler karıştırılmaktadır. Gecikmiş itirazda tebligat usulüne uygun yapılmış olup muhatabı bir engel nedeniyle itiraz edememiştir. Bu durumda, gecikmiş itirazda bulunan kişi, mazereti gösterir delillerle birlikte esasla ilgili itirazlarını ve dayanaklarını da engelin kalktığı günden itibaren 3 gün içinde icra mahkemesine bildirmek zorundadır. Usulsüz tebligatla ilgili Tebligat Kanunu'nun 32.maddesinin tatbikinde ise İİK'nun 65.maddesinden farklı olarak, tebligat "Usulüne uygun yapılmamıştır. Usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren 7 gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesi önüne getirmesi zorunludur (HGK 1999/12-258 E, 1999/344 K. sayılı kararı)."Somut olayda, borçlu vekilinin dava dilekçesinde "gecikmiş itiraz" deyimini kullanması sonuca etkili değildir. Zira, HUMK'nun 76.maddesi gereğince hukuki sebebin ve uygulanacak yasa maddesinin tespiti hakimin görevine giren bir konudur.Tebligat usulüne uygun yapılmadığına göre mahkemece 7201 sayılı Kanun'un 32.maddesine göre işlem yapılmalı, ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü dolayısıyla, borçlu vekilinin ıttıla tarihi olarak belirttiği 12.07.2007 tarihi olarak ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmekle yetinilmesi yerine, yazılı şekilde icra takibinin durdurulması yönünde hüküm kurulması isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 31.10.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.