Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 19897 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 15869 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ: Çaycuma İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 14/06/2007NUMARASI: 2007/34-2007/59Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklılar vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklılar vekili tarafından borçlu Ulaştırma Bakanlığı aleyhine Çaycuma Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 1999/263 E. 1999/1114 K. Sayılı ilamına hasren ilamlı icra takibine başlanılmıştır. Borçlu bakanlık vekili icra mahkemesine başvurarak takip konusu alacakla birlikte başka takip dışı diğer alacaklıların alacakları da dahil olmak üzere 22.09.2000 tarih ve 6709 no’lu tahakkuk müzekkeresi ve verile emri ile adı geçenlerin vekili ... Ö. S.. Ç..ya ödendiğini ileri sürerek icranın geri bırakılmasını istemiştir. Mahkemece, borçlu idarenin 2000 yılında ahzu kabza yetkisi olmayan alacaklıların vekiline ödemede bulunduğunu sözü edilen vekilin çok sayıda vekalet aldığını, kamulaştırma bedelinin artırılması davalarını açtığını, bu kararların onanarak kesinleştiğini yüzlerce insanın artırılan bedelleri tahsil ettiklerini, alacaklıların vekaletnameyi verdikleri tarihten itibaren 3 yıl ve tahsilden itibaren 2 yıl sessiz kalmaları haklarını takip etmemeleri yetkisizliği dile getirmemeleri hayatın olağan gereği olmadığını 2 yıl boyunca sessiz kalmalarını açıklayamadıklarını, bu nedenlerle borçlu idarenin isteminin kabulüne karar verildiği görülmektedir. Konu ile ilgili HUMK. 63. maddesinin 1. cümlesi aynen “ sarahaten mezuniyet verilmemişse vekil sulh olamaz ve ahar-ı tahkim veya ibra ve davadan hiçbir suretle feragat, hasmın davasını ve teklif olunan yemini kabul veya mahkumun bihi kabz ve haczi fekkedemez” yasal düzenlemesini içermektedir. Borçlu idarece ahzu kabza yetkisi olmayan alacaklıların davadaki vekiline ödemede bulunması İİK.nun 33/1. maddesinden yararlanmasını gerektirmez. Diğer bir anlatımla yukarıda açıklanan yasal düzenleme karşısında bu ödeme alacaklılara yapılmış bir ödeme olarak kabul edilemez.(HGK.nun 10.10.2001 Tarih ve 2001/11-662 E. 2001/697 K. Sayılı kararı)O halde idarenin isteminin reddi yerine, kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 31.10.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.