Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 19857 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 16919 - Esas Yıl 2007
MAHKEMESİ : İstanbul 8. İcra MahkemesiTARİHİ : 13/06/2007NUMARASI : 2003/1563-2007/779Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :1- İşin niteliği bakımından temyiz tetkikatının duruşmalı olarak yapılmasına HUMK’nun 438. ve İİK’ nun 366. maddeleri hükümleri müsait bulunmadığından bu borçlunun yoldaki isteğin reddi oybirliğiyle kararlaştırıldıktan sonra işin esası incelendi;2- İcra takibinin dayanağı olan 18.09.2003 vade tarihli ve 2.000.000 USD bedelli bonoda keşideci bölümünde (E..Elektrik Telekominikasyon Taahhüt Otomotiv Ticaret ve Sanayi A.Ş.) yazılmış, şirketin ünvanı ayrıca kaşe ile de tekrar edilmiştir. TTK.nun 688/6. maddesine göre bir senedin bono vasfında olması için tanzim yerinin senette yazılı olması gerekir. Böyle bir tanzim yeri yazılı değil ise, aynı kanunun 689/4. maddesi hükmü gereğince tanzim edenin ad ve soyadı yanında yazılı yer tanzim yeri olarak kabul edilir. Bu zorunluluk, keşideci borçlu için kabul edildiğinden bu iki yerden birinin senette bulunmaması halinde o senet bono niteliğini taşımaz. TTK.nun 614. maddesine göre kimin için taahhüt altına girmiş ise tıpkı onun gibi senetteki borçtan sorumlu olan avalistlerin adreslerinin senette yazılı olması ve adres yanında bir yer isminin belirtilmesi yukarıda açıklanan eksikliği gidermez.Takip konusu bonoda, keşidece .Elektrik … A.Ş.’nin ad ve soyadının bulunduğu yerde (İplikdere mevkii, Güzeltepa köyü Gebze/Kocaeli) şeklinde adres yazılıdır. Böylece TTK.nun 689/4. maddesinde yazılı koşul yerine getirilmiştir. Bu adres aval veren Seyfi E.’a ait değildir. Çünkü dosyada konulu ve alacaklı bankanın Beyoğlu 4. Noterliği’ne verdiği 26.09.2003 tarih ve 18434 yevmiye numaralı ihtarnamede aval veren Seyfi Erkan’ın adresi (E..Ef.. Cad. H.. Çıkmazı Ya..Sitesi B Blok Daire .Erenköy/İstanbul) olarak yazılmış; keşideci E.. Elektrik A.Ş.’nin adresi ise tıpkı bonoda yazılı olduğu gibi (iplikdere mevkii Güzeltepe köyü Gebze/Kocaeli) şeklinde ifade edilmiştir. Ayrıca kredi sözleşmelerinde de aynı adresler yazılıdır. O halde, borçlular vekilinin senette tanzim yeri bulunmadığına ilişkin temyiz nedeni yerinde değildir.Ayrıca, bononun yazı ile değer bildiren bölümünde (iki milyon dolar) gösterilmiş, ve fakat doların hangi ülke parası olduğu açıklanmamış ise de; Türkiye genelinde kullanılan dolar cinsi Amerikan doları olup, bu olgu senedin rakamla değer bildiren bölümünde ifade edilmiştir. Başka bir dolar cinsi üzerinden senedin düzenlenmesi halinde bu ayrıcalığın belirtilmesi gerekir. Bu nedenle bonoda yazı ile değer bildiren bölümde yer alan eksiklik yerleşik Yargıtay uygulamasına göre onun kambiyo senedi vasfını etkiler nitelikte bulunmamaktadır.Ancak; alacaklı vekilinin 28.01.2004 tarihli cevap dilekçesinin (1) numaralı bendinde, (…. Borçlu . Elektrik A.Ş. lehine yabancı para döviz kredileri tesis edilerek kullandırılmıştır. Bu kredilerden kaynaklanan borçların geri ödenmesi için ….. 18.09.2003 ödeme günlü 2.000.000 USD tutarındaki emre yazılı senet bankamıza verilmiştir.) denilmektedir. Bu ibare açıkça bononun borçluya kullandırılan yabancı para kredilerinin geri ödenmesini teminen ve teminat için alındığını ifade eder.Yine, alacaklı banka vekilinin 26.09.2006 tarihli dilekçesinin (5) numaralı bendinde (… kredi ilişkisi nedeniyle, kredi tesis koşullarına uygun olarak, Doğmuş ve Doğacak Risklerin kambiyo taahhüdüne bağlanması ve kambiyo taahhüdü çerçevesinde geri ödenmesinin sağlanması amacıyla dava konusu senet borçlular tarafından tanzim edilerek lehtar müvekkil bankaya verilmiştir.) açıklamasına yer verilmiştir. Görüldüğü üzere senet, TTK.nun 688/2. maddesinde yer alan kayıtsız şartsız muayyen bir bedeli ödemek vaadini içermemektedir. Verilen krediler nedeniyle (doğmuş ve doğacak risklerin) teminatı olarak düzenlenmiştir. O halde, risklerin doğup doğmadığının araştırılması yargılamayı gerektirmektedir. Bu nedenle İİK. 170/a/2 maddesi gereğince takibin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlular vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 31.10.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.