Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 19767 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 16490 - Esas Yıl 2006





MAHKEMESİ: Keşan İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 28/02/2006NUMARASI: 2005/175-27Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunulmasını engeller. Zira, evini kendi iradesi ile ipotek eden borçlunun artık ona ihtiyacı olmadığı kabul edilmelidir.Ancak, haciz tarihinde ipotek konusu borcun jdenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunabilir. Aksi takdirde, kurulan bir ipotek borcu ödenmiş olsa dahi, bundan sonraki tüm hacizler yönünden meskeniyet şikayetinin mümkün bulunmadığı gibi kabul edilemeyecek bir sonuç ortaya çıkar.Somut olayda, taşınmaz kaydına 04.04.2005 tarihinde haciz uygulanmış olduğu ve bu tarihte borçlu hissesi üzerinde T. Emlak Kredi Bankası lehine 13.05.1987 tarihli, R... G... lehine 09.05.1991 tarihli ipoteklerin mevcut olduğu görülmektedir. Alacaklı vekili 06.10.2005 havale tarihli dilekçesinde davacının hissesi üzerinde bulunan ipoteklerin meskeniyet iddiası ile çeliştiğinden iddianın geçersiz kalacağını savunmuştur. Karar gerekçesinde, ipoteklerin varlığı kabul edildiği halde mahiyetleri incelenip tartışılmamıştır.O halde, mahkemece Emlak Kredi Bankası'na verilen ipoteğin tapudan mahiyeti belirlenip zorunlu ipotek olup olmadığı tespit edilmeli, R...G.... lehine verilen ipoteğin ise haciz tarihinden önce kalkıp kalkmadığı yöntemince araştırılıp sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, 20.10.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.