Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1968 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 21267 - Esas Yıl 2008





MAHKEMESİ: Ankara 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 24/07/2008NUMARASI: 2008/576-2008/787Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı tarafından başlatılıp kesinleşen takip ile ilgili olarak borçlu kendilerine gönderilen muhtırada talep edilen %48 faiz oranının yüksek olduğunu muhtıranın iptalini talep etmiştir.Takip alacaklı tarafından genel haciz yolu ile faturaya dayalı olarak başlatılmıştır.Ödeme emrinde ve takip talebinde fatura bedeli olan 10.502.000.000.T.L.nin %48 işlemiz faizi olan 4.914.000.000.Tl.ile birlikte,takipten sonrası için asıl alacağa işleyecek %48 faizi ile tahsili talep edildiği görülmüştür.Takip bu haliyle itiraz edilmeksizin kesinleşmiştir.Bu durumda takipten öncesi için %48 oran üzerinden hesap edilip talep edilen 4.914.000.000.TL.faiz miktarı kesinleşmiş bulunduğundan Mahkemenin bu yöndeki uygulamasında bir isabetsizlik bulunmamaktadır.Ancak takip tarihi itibarı ile avans faiz oranı %48 olup bu nedenle İcra Müdürünün takipten sonrası için dönem dönem değişen avans faiz oranlarına göre faiz hesaplaması yapması gerekir.Zira,takip dayanağı belgenin niteliği gözetildiğinde takibin tarafı olan alacaklı limited şirket olup TTK.nun 21. maddesi uyarınca yapacağı her türlü işlem ticari olacağından muhatap borçlu tacir olmasa dahi iş onun içinde ticari sayılması gerekeceğinden takipten sonrası için talep edilen %48 faiz oranı avans faiz oranının uygulanması isteğini gösterir.Bu durumda takipten sonrası için %48 (avans faizi) oranının istenmesi halinde bu hususun itiraza uğramadan kesinleşmesi,belli dönemlerde avans faiz oranının değişkenlik göstermesi sebebi ile takip tarihindeki oranın borç ödeninceye kadar uygulanmasını gerektirmez.Mahkemece değişen avans faiz oranları Merkez Bankasından sorularak faiz miktarının buna göre saptanıp oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken şikayetin reddi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 29.01.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.