MAHKEMESİ: Susurluk İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 27/01/2010NUMARASI: 2009/75-2010/5Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :İİK’nun 82/12 maddesi gereğince, borçlunun “haline münasip” evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki “aile” terimi, geniş anlamda olup, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. İcra mahkemesince , borçlunun sözü edilenlerle birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tesbit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktar borçluya bırakılmalı, kalanı alacaklıya ödenmelidir. Bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan ve ikamet için zorunlu öğeleri içeren bir meskenin dışındaki yerler, maddede öngörülen amaca aykırıdır. Borçlunun görev ve sıfatı, kendisinin yukarıda belirlenenden daha görkemli bir meskende ikamet etmesini gerektirmez. Somut olayda Mahkemece mahallinde yapılan keşif sonucu düzenlenen bilirkişi raporunda, şikayete konu 130 metrekare büyüklüğündeki taşınmaza 80.000.YTL. değer biçilirken, borçlunun haline uygun 100 metre kare büyüklüğündeki bir eve ise 80.000. YTL.değer biçilmesi büyük bir çelişki olup rapor bu hali ile hüküm kurmaya elverişli değildir.Diğer taraftan haczedilmezlik şikayetine konu olan taşınmazın tapu kaydında, borçlu tarafından T.C. Ziraat Bankası AŞ. lehine tesis edilen 100.000,00 YTL bedelli, %16,56 faiz oranlı, 1.derecede ipotek bulunduğu görülmüştür. Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmaz hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunması için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zırai kredi gibi zorunlu olarak konulmuş ipoteklerden olması gerekir. Bunun dışında borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunmasını engeller. Zira, evini kendi iradesiyle ipotek eden borçlunun artık ona ihtiyacı olmadığı kabul edilmelidir.Mahkemece yapılacak iş, yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak, rapordaki çelişki giderildikten sonra özellikle borçlunun Susurluk’un daha mütevazi bir semtinde haline münasip evi alabileceği değeri belirlenerek ipoteğin niteliğide araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesinden ibarettir. Eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 20/10/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.