Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 19499 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 16561 - Esas Yıl 2006
MAHKEMESİ: Bucak İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 28/06/2006NUMARASI: 2006/8-33Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Borçlunun daha önce ipotek ettiği taşınmazı hakkında sonradan haczedilmezlik şikayetinde bulunabilmesi için ipoteğin mesken kredisi, esnaf kredisi, zirai kredi gibi zorunlu olarak kurulmuş ipoteklerden olması gerekir. Bunun dışında, borçlunun serbest iradesi ile kurduğu ipotekler, adı geçenin daha sonra bu yerle ilgili olarak meskeniyet iddiasında bulunulmasına engeller. Zira evini kendi iradesi ile ipotek eden borçlunun artık ona ihtiyacı olmadığı kabul edilmelidir. Ancak, haciz tarihinde ipotek konusu borcun ödenmiş olması halinde, ipotekle yükümlü bulunmayan taşınmaz hakkında meskeniyet şikayetinde bulunabilir. Aksi takdirde, kurulan bir ipotek borcu ödenmiş olsa dahi, bundan sonraki tüm hacizler yönünden meskeniyet şikayetinin mümkün bulunmadığı gibi kabul edilemeyecek bir sonuç ortaya çıkar. Somut olayda mahcuz üzerine 16.12.2005 tarihinde haciz uygulandığı ve taşınmazın tapu kaydında Ziraat Bankası lehine 11.02.2004 tarihli ipotek kaydının olduğu görülmüştür.Mahkeme gerekçesinde de kabul edildiği gibi ipotek zorunlu ipoteklerden değildir.İpotek alacaklısı bankaca ipoteğin kaldırılması için 27.02.2006 tarihinde tapu sicil müdürlüğüne yazı yazıldığı anlaşılmaktadır. Borcun ödenmiş olmasına karşın, ipoteğin daha sonra kaldırılmış olması meskeniyet şikayetini etkilemez. O halde Mahkemece, ipotek alacaklısı bankadan, ipotek borcunun ödendiği tarih sorulup tespit edildikten sonra yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda anılan borcun haciz tarihinden önce ödenmiş olması durumunda meskeniyet şikayetinin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde şikayetinin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 17.10.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.