Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 19396 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 20688 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ: Konya 3. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 24/11/2010NUMARASI: 2010/1059-2010/1172Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;Alacaklının bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlattığı icra takibinde, borçlu vekilinin; sair şikayet ve itiraz nedenleri yanında takibe konu senedin lehdar, keşideci, keşide tarihi, miktar, keşide yeri ve vade tarihinin alacaklı tarafça doldurularak müvekkilinin borçlandırılmaya çalışıldığını, borçlanma iradesi ile atmış olduğu bir imzasının bulunmadığını ileri sürerek imzaya, borca ve ferilerine itiraz ettiği, mahkemece de “ takibe dayanak bonoda davacıyı borçlandıran herhangi bir imzanın bulunmadığı ve bononun bu hali ile kambiyo vasfı taşımadığı” gerekçesi ile takibin iptaline karar verildiği görülmektedir.B.K.nun 14.maddesi; "imza, üzerine borç alan kimsenin el yazısı olmak lazımdır" düzenlemesini getirmiştir. El yazısı ile atılacak imzanın ne şekilde olacağı konusunda ayrı bir şekil şartı yoktur. Kişi, kendisine özgü, belirli karakteri içeren sembolleri g??stererek imza atabileceği gibi ad ve soyadını yazmak suretiyle de imza atabilir. Ancak kişi, bu şekilde karakterleri ve sembolleri kullanırken veya ad ve soyadını yazarken imza atmayı amaç edinmelidir. Bu husus kişinin uygulamada hangi imza şeklini benimsediğinin tespiti ile anlaşılabilir. Alacaklıya yukarıdaki açıklamalar ışığında delil ve örnek imza sunması için imkan tanınmamıştır. Davanın niteliği gözetildiğinde ispat külfetinin alacaklıya ait olduğu düşünülerek ve borçlunun 21.07.2009 tarihinde yapılan menkul haczi sırasında senetteki isminin yazılı olduğu el yazısının kendisine ait olduğuna dair beyanı da gözönüne alınıp, borçlunun ad ve soyadını yazmak suretiyle imza atmak şeklinde bir uygulaması olup olmadığı araştırılmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 10/10/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.