Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 19376 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 2686 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ: Adana 5. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 04/10/2010NUMARASI: 2010/554-2010/809Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Takipte taraf olmayan 3.kişinin icra mahkemesine başvurusu, haciz tarihinde borçlu adına tapuda kayıtlı bulunan taşınmazı, haciz tarihinden önce 30.06.1995 tarihinde tapuda düzenlenen resmi satış senedi ile satın almış olması nedeniyle haczin kaldırılması isteğine ilişkindir.4721 Sayılı TMK'nun 705/1. maddesinde; "Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması tescille olur. Miras, mahkeme kararı, cebri icra, işgal, kamulaştırma halleri ile kanunda öngörülen diğer hallerde, mülkiyet tescilden önce kazanılır. Ancak, bu hallerde malikin tasarruf işlemleri yapabilmesi, mülkiyetin tapu kütüğüne tescil edilmiş olmasına bağlıdır." yasal düzenlemesi mevcuttur.Hukuk Genel Kurulu'nun 07.04.2004 tarih ve 2004/12-210 E., 2004/208 K. sayılı kararında da açıklandığı üzere, taşınmazın borçlunun borcu nedeniyle haczedilebilmesi için haciz tarihinde borçlu adına kayıtlı olması zorunludur.Somut olayda, mahcuz taşınmazın Tarsus Kadastro Mahkemesi'nin 28.11.1995 tarih ve 1993/148 Esas, 1995/328 Karar sayılı ve10.06.1996 tarihinde kesinleşen kararı ile takip borçlusu E K (Tekin) adına tapuya kayıt ve tesciline karar verildiği, 21.03.2006 haciz tarihi itibarı ile de borçlu adına kayıtlı olduğu görülmektedir. Tapunun beyanlar hanesinde yer alsa bile tescil yapılmadığı sürece, sadece resmi satış senedi düzenlenmekle taşınmazın mülkiyetinin şikayetçiye geçmeyeceği de tartışmasızdır. Tapudaki kaydın, hacizden sonra 06.09.2007 tarihinde tapu sicil müdürlüğü'nce tavzih edilmesi ve taşınmazın şikayetçi adına tescil edilmiş olması da bu konuda şikayetçiye bir hak kazandırmaz. Bu durumda icra müdürlüğünce haciz tarihinde borçlu adına kayıtlı taşınmaz kaydına haciz konulmasında yasaya uymayan bir yön bulunmamaktadır.O halde mahkemece; şikayetin açıklanan gerekçe ile reddine karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak şikayetin kabulü ve haczin kaldırılması yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 10.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.