Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 19372 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 2674 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ: İstanbul 10. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 10/11/2010NUMARASI: 2010/187-2010/1663Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı vekili tarafından bonodan doğan alacağın tahsili için borçlu hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine geçilmiş ve adı geçene gönderilen örnek 10 numaralı ödeme emrinin 05.01.2010 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmıştır.Borçlu tarafından İİK'nun 168/5. maddesinde öngörülen 5 günlük yasal süresi içinde icra mahkemesine başvurulmuş ve dayanak senetlerin taraflar arasındaki sözleşmeye istinaden düzenlendiği ve sözleşme şartlarının yerine getirilmediği ileri sürülerek takibin iptaline karar verilmesi talep edilmiştir.İcra takibinin dayanağı olan bononun ön yüzünde ve sadece "bedeli 12.03.2008 tarihli sözleşme ahzolunmuştur" ibaresinin bulunması onun kayıtsız ve şartsız belli bir bedelin ödenmesi vaadini içeren niteliğini ve kambiyo senedi vasfını etkilemeyeceği gibi bu senetlere ilişkin özel yol ile takibe dayanak yapılmasını da engellemez.12.03.2008 tarihli hafriyat işlerine ilişkin sözleşmede, “ bu sözleşme için çeklere istinaden D. Ç.den 300.000.YTL. senet” alındığı belirtilmiştir. Alacaklı tarafça imzasına karşı çıkılmayan ve kabul edilen bu sözleşme gereğince verilen senedin takip konusu senet olmadığı öne sürülmüş ve bu hususta 300.000.TL’lik başka bir senet fotokopisi sunulmuştur. Anılan sözleşmede, takip konusu yapılan 200.000.TL bedelli senede açıkça atıf yapılarak tarif edilmediği gibi teminat olarak verildiğine ilişkin bir hüküm de bulunmamaktadır.O halde Mahkemece, borçlunun İİK.nun l69-a/1.nci maddesinde öngörülen nitelikte bir belge ile iddiasını kanıtlayamadığı ve alacaklı tarafından da takip dayanağı bononun teminat senedi olduğuna yönelik bir kabul beyanı bulunmadığı dikkate alınarak itirazın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 10/10/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.