Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1936 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 19177 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ: Çatalca 2. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 31/10/2008NUMARASI: 2007/29-2008/90Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının bozulmasını mutazammın 02/04/2009 tarih, 2008/26600 Esas, 2009/6989 Karar sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Sair karar düzeltme istemleri yerinde değil ise de;Alacaklı tarafından borçlu aleyhine yapılan takipte borçluya ait gayrimenkulün 30/04/2007 tarihinde ihale edildiği görülmektedir. Borçlu vekili, ihaleye ilişkin satış ilanının usulsüz tebliğ edildiği, kıymet takdirinin son imar durumu celbedilmeden ve nazara alınmadan düşük tespit edildiği, gayrimenkulün Hadımköy Belediyesi sınırları içerisinde kaldığı halde, satış ilanının bu belediyede ilan edilmediği…vs. nedenlerle usulsüz yapıldığından bahisle ihalenin feshini talep etmiştir.Mahkemece, borçluya çıkartılan satış ilanı tebliğinin usulsüz olması nedeniyle ihalenin feshine karar verilmiştir. Alacaklı ve borçlu vekillerinin kararı temyiz etmeleri üzerine, Dairemizce alacaklı vekilinin temyiz talebi kabul edilerek, borçluya çıkartılan satış ilanı tebligatının usulüne uygun olması nedeniyle şikayetin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle mahkeme kararı bozulmuştur. Borçlu vekili 18/05/2009 tarihinde (süresi içerisinde) Dairemizin bozma kararının düzeltilmesini talep etmiş, bilahare borçlu vasisi olduğunu iddia eden G. Ü..’ın Dairemize sunduğu 16/09/2009 tarihli dilekçeyle de; Beykoz Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 20/08/2009 tarih ve 2007/543 Esas, 938 Sayılı Kararı ile borçlunun Demans … vs. hastalıkları nedeniyle kısıtlandığı, kendisinin vasi atandığı, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı tarafından mahkemeye gönderilen 10/08/2009 tarih ve 1582 sayılı yazıda da, borçlunun (E. Ü..’ın) 20 Mart 1998 tarihinde bölümlerine yatarak tetkikinin yaptırıldığı, hastanın teşhisinin çok nadir görülen bir hastalık olan frontal demans (dikkat, tespit hafızası, idrak yetilerinin çok bozuk olması) olduğu ve hastalığın ilerleyici özelliğinin olmasından ötürü, bu tarihten sonrasında da yeti kayıplarının düzelmesinin beklenemeyeceğinin bildirildiği, bu nedenle borçlunun 1998 yılından beri, makul hareket imkanına sahip olmayan kişi olup, yaptığı tüm işlemlerin ve beyanların geçersiz olduğu hususunun da, mahkemece incelenmesi amacıyla kararın düzeltilmesi talep edilmiştir. Ehliyetsizlik iddiasının kamu düzenine aykırılık niteliğinde bulunması sebebiyle yargılamanın her aşamasında re’sen nazara alınıp incelenmesi gerekir. Yine borçlu tarafından süresi içerisinde, kıymet takdirine itiraz edildiği, usulüne uygun olarak keşif masrafının yatırılması konusunda ihtar edilmediği halde, itirazın (keşif avansının süresinde depo edilmemesi nedeniyle) reddine karar verildiği göz önüne alınarak, kıymet takdirinin son imar durumu celp edilmeden düşük tespit edildiği iddiası da incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle ilahenin feshine karar verilmesi isabetsiz olup, borçlu vekilinin karar düzeltme talebinin kısmen kabulü gerekmiştir. SONUÇ : Borçlu vekilinin karar düzeltme talebinin kısmen kabulü ile Dairemizin 02/04/2009 tarih ve 2008/26600 Esas, 2009/6989 Karar sayılı bozma kararının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 26/01/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.