Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 19236 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 21600 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ: Mersin 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 08/07/2010NUMARASI: 2010/211-2010/538Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :TTK'nun 690. maddesinin göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun'un 598. maddesi hükmüne göre, "bir poliçeyi elinde bulunduran kimse son ciro beyaz ciro olsa dahi kendi hakkı müteselsil ve birbirine bağlı cirolardan anlaşıldığı taktirde selahiyetli hamil sayılır. Çizilmiş cirolar bu hususta yazılmamış hükmündedir. Bir beyaz ciroyu diğer bir ciro takip ederse son ciroyu imzalayan kimse poliçeyi beyaz ciro ile iktisap etmiş sayılır." TTK'nun 602. maddesinde, "Ödeme protestosundan yahut bu protestonun tanzimi için muayyen olan müddetin geçmesinden sonra yapılan ciro alacağı temliki hükümlerini meydana getirir." hükmü öngörülmüştür. TTK'nun 690. maddesinin göndermesiyle bonolarda da uygulanması gereken TTK'nun 602. maddesi gereğince, protestodan sonra yapılan cironun geçerli olduğu, ancak Borçlar Kanununa göre alacağın temlikine ilişkin bir temliknameye ihtiyaç duyulmaksızın alacaklının yetkili hamil bulunduğunun kabulü gerekir. Somut olayda, alacaklı M...K.'in borçlular C.İş.Ltd., H. Ö.ve T.G. A.Ş. aleyhinde kambiyo senetlerine mahsus icra takibi başlattığı, takibe dayanak 5 adet bonoda keşidecinin C. İnş. Ltd., lehtarın H.Ö. cirantanın T. G. A.Ş. olup, bu şirketin beyaz cirosu ile son cirantanın M. K.olduğu anlaşılmıştır. Borçlu T.G.A.Ş. takibe konu senetlerin H.Ö.ve eşi M. Ö.e yapılan 11.07.2007 tarihli "Lemontri Satış Sözleşmesi" gereğince, daire bedeli satış karşılığında verildiğini, senetlerin tahsil cirosu ile İş Bankası Pozcu Şubesine verildiğini, senetlerin vadesinde ödenmemesi üzerine keşideci aleyhinde ödememe protestosu düzenlendiğini, alıcıların daire alımından vazgeçmesi üzerine bedelsiz kalan senetlerin 27.02.2010 tarihli varlığı çekişmesiz teslim tutanağı ile M.K.'e teslim ve iade edildiğini, alacaklı lehine yapılan bir ciro olmadığından alacaklının yetkili hamil olmadığını, ancak alacaklının teslim aldığı 27.02.2010 tarihinden sonra senetlerin arkasını imzalayarak takibe koyuduğunu ileri sürerek icra mahkemesinden takibin iptali ile lehine %40 icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. Takibe konu senetleri ciranta T.G.A.Ş.'nin beyaz ciro ile alacaklıya geçtiği, senet arkasında İş Bankasına yapılmış bir tahsil cirosunun olmadığı görülmekte ise de, dosya arasında bulunan ödeme protestoları ile İş Bankası'nın senet tevdii bordrosundan anlaşılacağı ve alacaklının da kabulünde olduğu gibi T. G.A.Ş.'nin senetleri protesto ettirdiği, takip alacaklısına yapılan ciro ödeme protestosundan sonra yapıldığı ve bu şekli ile cironun alacağın temliki hükümlerini meydana getirdiği görülmektedir. Alacaklı 04.05.2010 tarihli cevabında takibe konu senetlerin Lemontri Satış Sözleşmesine dayalı olarak verildiğini, anılan sözleşmede senetlere açıkca bir atıfın bulunmadığını, senetlerin T. G. A.Ş.'nin kendilerine olan borcu sebebiyle protestodan sonra ciro ile verildiğini, borçlunun borçlu olmadığını İİK'nun 68 anlamında belgelerle ispatlayamadığını ileri sürerek davanın reddi ile lehine %40'tan az olmamak üzere icra inkar tazminatı verilmesini talep etmiştir. Şu halde, TTK'nun 602. maddesi uyarınca alacaklıya yapılan ciro alacağının temliki hükümlerini doğuracağından yukarıda belirtilen ilkeler çerçevesinde borçlunun ileri sürdüğü def'ilerin TTK'nun 690. maddesinin göndermesiyle bonolar hakkında da uygulanması gereken TTK'nun 602 ve 589/son maddeleri ve alacağın temliki hükümlerine göre değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde usule uygun bir temlik ve cironun alacaklıya yapılmadığından, senetlerin karşılıksız kaldığından ve alacaklının kambiyo hukukuna göre takip yapma hakkı bulunmadığından bahisle takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 18/10/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.