MAHKEMESİ: Antalya 3. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 08/12/2009NUMARASI: 2009/269-2009/1295Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Borçlu hakkında 4 adet çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip yapılmış, borçlu vekili icra mahkemesindeki başvuru dilekçesinde takip dayanağı çeklerden 30.08.2008 tarih, 5946 nolu, 2.500 TL bedelli ve 30.09.2008 tarihli ve 5947 nolu 2.500 TL bedelli çeklerdeki imzaların müvekkilinin eli ürünü olmadığını, bu nedenlerle icra takibinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Alacaklı vekili ise, itiraza konu çeklerin borçlu tarafından verilen vekalet uyarınca babası Celal Anıl tarafından düzenlendiğini, Antalya 10. Asliye Ceza Mahkemesi'nin 2009/50 Esas sayılı dosyasında Ümit Anıl ve Celal Anıl hakkında bu çeklere istinaden karşılıksız çek keşide etmek suçundan dava açıldığı, bu dosyada Fortisbank A.Ş Kalekapı/Antalya şubesinin vermiş olduğu cevabi yazıda, çeklerin Ümit Anıl'a vekaleten Celal Anıl tarafından keşide edildiğinin belirtildiğini, imzaların Celal Anıl'a ait olduğunun sabit olduğunu, bu nedenle imza incelemesine gerek bulunmadığını beyan ederek itirazın reddini istemiştir. Mahkemece, alacaklının bu iddiası üzerinde durulmayarak, onun, itiraz konusu çeklerdeki imzanın borçluya ait olmadığını kabul ettiğinden bahisle imzaya itirazı kabul ederek, imzasına itiraz edilen çeklere hasren takibin iptaline karar verilmiş olduğu görülmektedir. Borçlar Kanunu'nun 388. maddesi uyarınca, borçlunun kendini temsilen vekiline kambiyo taahhüdünde bulunma yetkisini verdiğinin anlaşılması halinde, vekil tarafından imzalanan çekler yönünden borçlu asıl sorumlu olur. O halde mahkemece, alacaklının çeklerin vekaleten imzalandığı iddiası üzerinde durularak, söz konusu vekaletnamenin celbi ile bu vekaletnamenin Borçlar Kanunu'nun 388. maddesi kapsamında bir vekaletname olup olmadığı araştırılarak, gerektiğinde vekaleten hareket eden kişinin imza örneklerinin de alınarak, itiraza konu çeklerdeki imzaların bu kişi yönünden de incelenmesi gerekirken, sadece borçlu yönünden imza incelemesi yapılarak eksik inceleme ile karar verilmesi isabetsizdir.Kabule göre de; 4949 SK ile değişik İİK.nun 170/3 maddesi gereğince inkar edilen imzanın borçluya ait olmadığı anlaşıldığında yasa hükmüne aykırı olarak takibin durdurulması yerine iptaline karar verilmesi de doğru değildir.SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 13.07.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.