Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 19165 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 7393 - Esas Yıl 2010
MAHKEMESİ: Mersin 2. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 27/01/2010NUMARASI: 2009/1025-2010/42Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Şikayetçi borçlu adına çıkarılan ödeme emri tebliği, 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun tüzel kişilere tebligatı düzenleyen 12.-13. maddelerine ve Tüzüğün 18. maddesine uygun olarak yapılmamıştır. Anılan Kanunun 12. maddesine göre; hükmi şahıslara tebligat selahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise yalnız birine yapılır. Aynı Kanun'un 13. maddesine göre de; tebliğ yapılacak bu kişiler herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacakları bir halde oldukları takdirde, ancak o zaman, tebliğ orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birisine yapılır. Tebligat Tüzüğü'nün 18. maddesinde selahiyetli kişilerin bulunmadığının tebligat belgesinde gösterilip, bunun açıklanması lüzumu hüküm altına alınmıştır. Somut olayda, tebligat belgesinin incelenmesinde; anılan yasa hükümlerine uyulmadığı belirlendiğinden tebligat işlemi usulsüzdür. (HGK.'nın 22.6.1988 tarih ve 1988/12-266}7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesinde, (tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur.) hükmüne yer verilmiştir. Borçlu, 15.10.2009 tarihinde takipten haberdar olduğuna göre, 20.10.2009 tarihinde harçlandırılan dilekçesiyle mahkemeye yaptığı başvurusu yasal (7) günlük sürededir.7201 sayılı Kanunu'nun 32. maddesi gereğince muhatabın usulsüz tebliği öğrendiği tarihten itibaren takibin şekline göre icra mahkemesine itiraz etmemiş olması, tebligatın usulsüzlüğünün tespiti halinde mal beyanında bulunma tarihi ve takip kesinleşmeden haciz konulamayacağı cihetle; varsa, hacizlerin kaldırılması sonucunu doğuracağından, borçlunun hukuki yararının da bulunması nedeniyle, mahkemece şikayetin incelenmesine engel teşkil etmez (HGK 27.06.2001 tarih ve 2001/12-543 E., 560 K.).O halde, şikayet kabul edilerek 7201 sayılı Kanun'un 32. maddesi de gözetilip ödeme emri tebliğ tarihinin düzeltilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 13.07.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.