Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 18888 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 5916 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ: Denizli 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 08/10/2009NUMARASI: 2008/410-2009/947Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; 7201 Sayılı Tebligat Kanunun 12. maddesine göre hükmi şahıslara tebligat selahiyetli mümessillerine, bunlar birden fazla ise yalnız birine yapılır. Aynı kanunun 13. maddesine göre de, tebliğ yapılacak bu kişiler herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde işyerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde tebliğ orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılır. Tebligat Tüzüğünün 18. maddesinde de tüzel kişi adına, tebligatı kabul edecek kişi herhangi bir sebeple mutad iş saatlerinde bulunmadığı veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde olduğu takdirde tebliğ orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerinden birine yapılacağı, kendisine tebliğ yapılacak memur veya müstahdemin tüzel kişinin o yerdeki teşkilatı veya personeli içinde vazife itibariyle tüzel kişinin yetkilisinden sonra gelen kimse veya evrak müdürü gibi esasen bu kabil işlerle vazifelendirilmiş biri olması gerektiği, bunların da bulunmadığı tebliğ mazbatasında tespit edilmek şartıyla o yerdeki diğer memur veya müstahdemlerinden birine yapılacağı hüküm altına alınmıştır. Somut olayda tüzel kişi olan borçlulara satış ilanı tebligatı, “Hulusi İzkaya, Genel Koordinatör” şeklinde yapılmış olup yetkilinin olup olmadığı araştırılmamış, dolayısiyle bu durum tebligat mazbatasında da tevsik edilmediğinden yapılan tebligat usulsüzdür. Ayrıca gerçek kişiler Selma Ekizler, Mehmet Ekizler ve Mehmet Abdülkadir Uslu’ya yapılan satış ilanı tebligatları da aynı şekilde yapılmış olup, tebligatı alan Hulusi İzkaya’nın gerçek kişileri temsil edip etmediği, onların işçisi olup olmadığı belli değildir. Dolayısiyle bu kişilere yapılan tebligatlar da usulsüzdür. Dairemizin süreklilik arz eden içtihatlarına göre, borçlulara yapılan satış ilanı tebligatının usulsüz olması başlı başına ihalenin feshi sebebidir. Bu nedenle şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken tebligatların usulüne uygun olduğundan bahisle istemin reddi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 13.07.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.