MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 2. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ : 01/10/2013NUMARASI : 2013/191-2013/692 Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; İİK'nun 134/8. maddesinde; "İhalenin feshini şikayet yolu ile talep eden ilgili, vaki yolsuzluk neticesinde kendi menfaatlerinin muhtel olduğunu ispata mecburdur" düzenlemesi yer almaktadır. Somut olayda borçlu, kıymet takdir raporunun kendisine usulüne uygun tebliğ edilmediğini ileri sürmüştür. 11.01.2011 tarihli ve 6099 Sayılı Kanunun 3.maddesiyle 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 10.maddesine eklenen 2.fıkraya göre; "Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi, bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır''. Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmelik'in "Bilinen Adreste Tebligat" başlıklı 16/2. maddesinde ''Bilinen en son adresin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresi bilinen en son adresi olarak kabul edilir ve tebligat buraya yapılır'' hükmüne yer verilmiştir. Somut olayda, borçlunun bilinen son adresinde ödeme emri usulüne uygun tebliğ edilmiş, bu adrese tebligat çıkartılmaksızın doğrudan borçlunun adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresine TK'nun 21/1. maddesi uyarınca tebligat yapılmıştır. Borçlunun bilinen en son adresinin tebligata elverişli olmadığının anlaşılması veya tebligat yapılamaması hâlinde, muhatabın adres kayıt sisteminde bulunan yerleşim yeri adresine tebligat çıkartılması gerekir. Belirtilen sebeplerle borçluya yapılan kıymet takdiri raporunun tebliği işlemi usulsüzdür. İİK'nun 128/a madddesi uyarınca kıymet takdirinin tebliğ edildiği ilgililer raporun tebliğinden itibaren 7 gün içinde raporu düzenleten icra dairesinin bulunduğu yerdeki icra mahkemesinde şikayette bulunabilirler. Kıymet takdir raporu borçluya usulüne uygun tebliğ edilmediği ve takip dosyasında da borçlunun kıymet takdirine muttali olduğuna dair herhangi bir işlem bulunmadığı için, kıymet takdirine ilişkin hususların ihalenin feshi davası sırasında mahkemece değerlendirilmesi gerekmektedir. Somut olayda, kıymet takdirine ilişkin itirazların mahkemece konusunda uzman bilirkişi marifeti ile keşif yapılmak suretiyle incelenmesi, inceleme sonucunda taşınmazın tespit edilen muhammen bedelinin, ihale bedelinin üstünde olması halinde ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile sonuca gidilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK. 366 ve HUMK.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.