Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 18843 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 7977 - Esas Yıl 2015
MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de; Alacaklının kiracı-borçlu şirket hakkında başlattığı kira alacaklarının tahsili ve tahliye istemli ilamsız icra takibinde, borçlu vekilinin, müvekkilinin takip tarihinden sonraki dönemde dosya borcundan daha fazla bir miktar ödeme yaptığını, ancak bu ödemelerin alacaklı tarafından eksik bildirildiğini ileri sürerek 25.06.2014 tarihli hesap işleminin ve takibin itfa sebebi ile iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, şikayetin kısmen kabulü ile 11.654,11 TL’lık kısım dışındaki takibin iptaline karar verildiği anlaşılmaktadır. Borçlunun istemi kısmen, takip tarihinden ve ödeme emri tebliğ edilmesinden sonraki dönemde borcun itfa edildiği iddiasına dayalıdır. Kira alacaklarının tahsiline ilişkin yapılan takiplerde kıyas yoluyla uygulanacak hükümler, İİK'nun 269/d maddesinde sayılmış olup, bu maddede aynı kanunun 71. maddesine atıf yapılmadığından anılan takiplerde bu maddeye dayalı olarak takibin iptalinin istenmesi mümkün değildir. Öte yandan, icra müdürlüğünce yapılıp iptali istenen 25.06.2014 tarihli işlemle bakiye borcun 19.381,31 TL olarak hesaplandığı görülmektedir. Mahkemece şikayet konusu hesabın denetimi için yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen 14.10.2014 havale tarihli bilirkişi raporunda ise 13.10.2014 hesap tarihi itibarı ile 11.654,11 TL borç kaldığının belirtildiği görülmektedir. Sözkonusu raporda, 25.06.2014 tarihi itibarı ile dosya borcunun hesaplanması yerine, şikayet tarihinden sonraki 13.10.2014 tarihindeki borç miktarının hesaplanması doğru değildir. TBK’nun 100. maddesi uyarınca borçlunun faiz ve giderleri ödemede gecikmesi halinde kısmi ödemelerin öncelikle faizden düşülmesi gerekmekte olup aynı raporda takip tarihinden sonra yapılan kısmi ödemelerin asıl alacaktan mı yoksa faizden mi mahsup edildiği belirgin değildir. O halde, mahkemece yapılması gereken iş; borçlunun kısmi ödemeleri dikkate alınarak bilirkişiden TBK’nun 100. maddesi hükmü göz önünde tutularak hesap yöntemini de açıklayan ayrıntılı ve denetime elverişli nitelikte ek rapor tanzimi istenerek bakiye borç miktarını 25.06.2015 tarihi itibarı ile tespit etmek, 25.06.2015 tarihli şikayet konusu hesap işleminin doğru olup olmadığını denetlemek ve varılacak sonuca göre bir karar vermek olmalıdır. Eksik incelemeye dayalı olarak sonuca gidilmesi ve yasal dayanağı bulunmadığı halde itfa sebebi ile takibin iptali yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02.07.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.