Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 18836 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 6567 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ: İstanbul 3. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 10/12/2009NUMARASI: 2009/1419-2009/2137Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :1) İşin niteliği bakımından temyiz tetkikatının duruşmalı olarak yapılmasına HUMK’nun 438. ve İİK’ nun 366. maddeleri hükümleri müsait bulunmadığından bu yoldaki isteğin reddi oybirliğiyle kararlaştırıldıktan sonra işin esası incelendi;2) Şikayetçiler vekili tarafından, icra mahkemesine yapılan başvuruda, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından 6183 Sayılı Yasa hükümlerine göre sürdürülen takipte, 21.07.2009 tarihinde yapılan taşınmaza ilişkin ihalenin feshinin istendiği görülmektedir.6183 Sayılı Yasa'nın 99.maddesine göre, gayrimenkul ihalelerinin feshi, gayrimenkulün bulunduğu yerin icra mahkemesinden şikayet yoluyla talep edilebilir. Aynı maddenin göndermesi ile uygulanması gereken İİK'nun 134/2.maddesi uyarınca ise ihalenin feshini, satış isteyen alacaklı, borçlu, tapu sicilindeki ilgililer ve pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenler isteyebilirler. Maddede açıkça belirtildiği gibi borçlu da fesih isteyebilecek kişilerdendir. Borçlu tabirinden anlaşılması gereken ise, münhasıran satışın yapıldığı takipte borçluluk sıfatının bulunması olmayıp, satışa dayanak teşkil eden aynı borç ilişkisi içinde yer alıp almama olmalıdır. Bir diğer ifade ile satışı yapılan taşınmaz ile doğrudan ilişkisi olmasa dahi, borcun kaynağına esas teşkil eden sözleşmelerde müşterek-müteselsil borçlu sıfatı bulunan kişinin de ihalenin feshini istemekte hukuki menfaati bulunduğu kabul edilmelidir. Somut olayda, ihale konusu taşınmazlar borçlu Toprak İnşaat Ticaret San.AŞ. adına kayıtlı olup, adı geçen borçlu hakkında yapılan takip nedeniyle satılmış ise de, borcun kaynağını teşkil eden 18.12.2004 tarihli protokol ve buna ek olarak düzenlenen 06.02.2008 tarihli ek protokolün incelenmesinde, borçlu şirketin yanında, şikayetçilerin de borçlu bulundukları ve dolayısıyla aynı borcun müşterek ve müteselsil borçlusu oldukları görülmektedir. Bu durumda adı geçenlerin, maddede açıklanan borçlu kapsamına dahil edilmesi gerekmektedir.Öte yandan, İİK'nun 134/2.maddesinde bir koşula bağlı olmaksızın açıkça sayılması nedeniyle borçlunun ihalenin feshini isteyebilmesi için satılan taşınmazın maliki olması da gerekmezO halde, mahkemece, şikayetin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, şikayetçiler yönünden istemin sıfat yokluğundan reddine karar verilmesi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlular vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 13.07.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.