Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 18724 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 15516 - Esas Yıl 2006





MAHKEMESİ: İstanbul 9. İcra MahkemesiTARİHİ: 15/06/2006NUMARASI: 2005/2260-975Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;HUMK.nun 163. maddesi hükmünde,(.. Hakim tayin ettiği müddetin kati olduğuna karar verebilir. Aksi takdirde tayin olunan müddeti geçirmiş olan taraf yenisini isteyebilir. Bu suretle verilecek müddet katidir...) düzenlemesine yer verilmiş, yine HGK.nun 22.11.1972 gün E. 8/832 - K 935 ve 18.2.1983 gün E. 1980/1 - 12 -84, K-141'de de; kesin önele ilişkin ara kararında da, yapılması gereken işlerin neler olduğu ve her iş için ne miktar ücret yatırılacağının belirlenmesi özellikle tanınan sürenin yeterli ve elverişli olması, ayrıca önele uymamanın doğuracağı sonuçların ayırım yapılmadan açıklanması ve tarafların uyarılması gerekeceği) belirtilmiştir.Somut olayda ise, 13.4.2006 tarihli ilk celse ara kararında; HUMK.nun 275. maddesi gereğince uyuşmazlığın bilirkişi aracılığı ile HUMK.nun 226. madde gereğince hesaplamayı gerektirdiğinden, taraf teşkili sağlanamadığından kendiliğinden A... B....'nin yetki ve görevlendirilerek alacağın belirlenmesine, bunun için gerekli olan 60 YTL nin 10 günlük süre içinde davacı tarafından HUMK.nun 414. maddesi gereğince mahkemeye sunduğunda bilirkişinin etkinliklerinin başlamasına...) şeklinde ara kararı konulduğu veğ bir sonraki celsede; HUMK.nun 77. ve 414. maddeleri gereğince davacı alacaklı vekilinin bilirkişi incelemesi için gerekli giderleri yatırmadığından davanın usulden reddine karar verildiği görülmektedir. Mahkemenin 13.4.2006 tarihli ara kararında öngörülen ve bilirkişi ücretinin 10 gün içinde yatırılmasına ilişkin süre; HUMK.nun 163. maddesi anlamında kesin bir süre olmayıp, aynı madde gereğince yükümlülüğünü yerine getirmeyen taraf (alacaklı vekili) yeni bir süre verilmesini mahkemeden talep etmesi mümkündür. Bu durumda mahkemece alacaklı vekiline yukarıda bahsedilen HGK.kararında yazılı olan şartları taşıyan yeni bir süre verildikten sonra oluşacak duruma göre sonuca gidilmesi gerekirken yazılı inceleme ile davanın usulden reddi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 09.10.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.