Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 18617 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 7795 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:İİK'nun 82. maddesinin 1.fıkrasının 12. bendi gereğince, borçlunun “haline münasip” evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki “aile” terimi, geniş anlamda olup, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. İcra mahkemesince, borçlunun sözü edilenlerle birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tespit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktar borçluya bırakılmalı, kalanı alacaklıya ödenmelidir. Bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan ve ikamet için zorunlu öğeleri içeren bir meskenin dışındaki yerler, maddede öngörülen amaca aykırıdır. Borçlunun görev ve sıfatı, kendisinin yukarıda belirlenenden daha görkemli bir meskende ikamet etmesini gerektirmez.Öte yandan, paylı taşınmazlarda, her paydaşın meskeniyet şikayetinde bulunma hakkı vardır. Bu halde, iddia, pay oranı esas alınarak çözümlenmelidir. Bir başka deyişle, İİK'nun 82. maddesi hükmüne göre haczedilmezlik şikayetinde bulunan şikayetçinin payına isabet eden değerden haline uygun bir mesken edinip edinemeyeceği araştırılarak sonuca gidilmesi icap eder.Somut olayda meskeniyet şikayetine konu ... ili, ... ilçesi, ... mahallesi, ... mevkii, ... parsel sayılı taşınmazın tapu kaydı incelendiğinde taşınmazın bağyeri vasfında olduğu ve borçlunun 3/4 oranında hissedar olduğu ve taşınmazda kat irtifakı tesis edilmediği görülmektedir.Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, ... parsel sayılı taşınmaz üzerinde 5 adet bina olduğu, borçlunun 55 numaralı meskende oturduğu, borçlunun mesken olarak kullandığı 55 numaralı taşınmazın arsa payı ile birlikte değerinin 150.000 TL olduğu, borçlunun ¾ hissesine karşılık gelen değerin ise 112.500,00 TL olduğu, taşınmazın yapımında kullanılan malzemeler de dikkate alındığında, aile nüfus tablosuna ve ekonomik sosyal yapısına göre, dava konusu konutun davacının haline münasip bir daire olduğu lüks olmadığı, davacının haline münasip satın alınacak emsal bir dairenin de, değer tespiti yapılan 112.500,00 TL bedelden daha düşük bir bedelle satın alınamayacağı belirtilmiştir. Rapor bu hali ile hüküm kurmaya elverişli değildir. Zira, bilirkişi tarafından taşınmazın, üzerinde bulunan binalarla birlikte tamamının değeri belirlenerek, belirlenen bu değer üzerinden borçlunun hissesine düşen miktarın hesaplanması gerekirken, fiili duruma göre borçlunun oturduğu binanın değerinin belirlenmesi doğru değildir. Ayrıca asıl olan borcun ödenmesi olup, borçlunun mutlaka meskeniyet şikayetinde bulunduğu semtte veya o yere yakın semtte meskeninin bulunması zorunlu değildir. Bu nedenle borçlunun daha mütevazi semtlerinde daha küçük, haline münasip edinebileceği meskenin değerinin belirlenmemesi de doğru görülmemiştir. Mahkemece bilirkişiden ek rapor alınmak suretiyle tapuda bağyeri vasfı ile kayıtlı taşınmazın üzerinde bulunan bina ve arsa payı ile birlikte hesap edilecek toplam değerinden borçlunun hissesine isabet edecek miktar tespit edildikten ve borçlunun bulunduğu yerden daha mütevazi koşullara sahip yerlerde haline münasip evi alabileceği alabileceği evin değeri açık ve net şekilde belirlendikten sonra, borçlunun hissesine düşen miktar, haline münasip alabileceği evin değerinden düşük ise meskeniyet şikayetinin kabulüne, hissesine düşen miktar, haline münasip alabileceği evin değerinden fazla ise taşınmazın satılarak haline münasip evin alınması için gerekli miktarın borçluya, kalanının ise alacaklıya ödenmesine ve taşınmazın haline münasip evi alabileceği değerden az olmamak üzere satılmasına karar verilmesi gerekirken, açıklanan ilkeler gözetilmeksizin eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 30.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.