Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 18506 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 2969 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ: Osmaniye İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 11/11/2010NUMARASI: 2010/276-2010/377Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;Ödeme emri tebligatı borçlunun işyeri adresine çıkartılmıştır. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 17.maddesine göre bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenler o yerde bulunmadıkları takdirde, tebliğ o yerdeki daimi memur veya müstahdemlerden birine yapılır. Borçlunun geçici olarak o yerde bulunmadığının tespiti halinde, tebligatın o yerde bulunan yukarıda sayılan kişilere yapılması gerekir. Tebligat Kanunu’nun 17. ve Tebligat Tüzüğü'nün 23.maddesi gereğince, ilgilinin o yerde geçici olarak bulunmadığı hususu tesbit edilerek, tebligat mazbatasına şerh edilmelidir. Bu şerh hususunun yerine getirilmemesi tebligatı usulsüz kılar. Somut olayda ödeme emri tebligatı mazbatasında, “aynı adreste almaya ehil yetkili sekreter Y. I.” şerhiyle tebliğ edildiği yazılmış ise de, borçlunun işyerinde bulunup bulunmadığına dair bir açıklama yoktur. Bu haliyle ödeme emri tebligatı usulsüzdür. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu'nun 35/1. maddesine göre tebligat yapılabilmesi için muhataba daha önce aynı adreste usulüne uygun olarak tebligat yapılması zorunludur. Adı geçenin bu adresini değiştirmesi halinde, yeni adresini tebligatı çıkaran mercie bildirmemesi ve ikinci tebligatın gerçekleşmeden geri çevrilmesi halinde anılan maddenin uygulanması mümkündür. İcra müdürlüğünce, ödeme emrinin tebliğ edildiği adrese kıymet taktiri raporu ile satış ilanı tebligatı çıkarılmış, bila tebliğ dönünce de T.K.nun 35. maddesine göre tebligat yapılmıştır. Şikayetçiye bahsi geçen adreste daha önceden usulüne uygun bir tebligat yapılmadığından 7201 sayılı kanunun 35. maddesine göre kıymet taktiri raporu ve satış ilanı tebliğ edilmesi doğru değildir.Bu durumda şikayetçi hakkında usulüne uygun olarak yapılmış kıymet taktiri ve satış ilanı tebliği bulunmadığından ve bu durum ihalenin feshini gerektirdiğinden şikayetin kabulü ile ihalenin feshine karar verilmesi gerekirken aksine düşünce ile şikayetin reddi yönünden hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ :Borçlunun temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 11/10/2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.