Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 18438 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 6569 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ: İstanbul 3. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 17/12/2009NUMARASI: 2009/320-2009/2168Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :HUMK'nun 163. ve 159. maddeleri mahkemeye ve taraflara belli işlemleri belli edilen sürelerde yapması için sınırlamalar getirmiştir. Bu sürelerin bir kısmı yasa metninde yer almış, bir kısmı ise hakimin takdirine bırakılmıştır. Süre tayini hakimin taktirine bırakılan hallerde yapılacak işlemin niteliğine göre makul bir süre belirlenmelidir. Hakimin verdiği ve kesin olduğunu belirttiği sürede, taraf, belirtilen işlemi mutlaka yapmalıdır. Sürenin bitiminden sonra belirtilen işlemin yapılması mümkün değildir. Şayet yapılmamış ise taraf bu konudaki hakkını kaybeder. Hakkın zayi olması gibi ağır bir müeyyideye bağlanan kesin sürenin hukuki sonuç doğurabilmesi için yapılması gereken işlemler ve ne kadarlık sürede yapılacağı açık ve tam olarak belirtilmesi gerektiği gibi bunların yapılmamasının doğuracağı sonuçların da açıklanması ve tarafların uyarılması gerekir.(HGK.nun 21.9.1983 tarih 14/3447-825 sayılı kararı)Somut olayda borçlu vekili; takibe konu çekteki imzaya itiraz etmiş, mahkemece, 01.10.2009 tarihli celsede davalı vekiline takibe konu çek aslını ibraz etmesi için meşruhatlı davetiye tebliğine karar verilmiş, alacaklı vekiline (Takibe konu çek aslını tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içerisinde mahkememiz dosyasına teslim etmeniz, ibraz etmediğiniz takdirde mehilin kesin olduğu ve kesin mehile uyulmadığı takdirde davacının imza itirazını kabul etmiş sayılacağınız hususu ihtaren tebliğ olunur. Duruşma günü: 17/12/2009 saat:11:30) şerhli meşruhatlı davetiye 21.10.2009 tarihinde tebliğ edilmiştir. Alacaklı vekilinin çek aslını 17.12.2009 tarihli celsede ibraz ettiği anlaşılmaktadır. Kesin mehilin amacı, yargılamanın sürüncemede bırakılmasını önlemek ve yargılamanın süratine hizmet etmektir. Her ne kadar alacaklı vekili verilen 10 günlük süreden sonra çek aslını ibraz etmiş ise de; borçlu şirket temsilcisinin mukayeseye esas imza örnekleri bu celse (17.12.2009 tarihli celse) alınmış, henüz bilirkişi incelemesi için ara kararı verilmemiş, dolayısıyla yargılamanın herhangibir şekilde sürüncemede kalmasına yol açılmamıştır. Bir başka anlatımla alacaklı vekili çek aslını sunarak kesin mehilden beklenen amacı yerine getirmiştir. O halde mahkemece ibraz edilen çek aslı üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken kesin mehile riayet edilmediğinden bahisle eksik inceleme sonucu yazılı şekilde itirazın kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 08.07.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.