Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 18350 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 14585 - Esas Yıl 2006
MAHKEMESİ: İstanbul 9. İcra MahkemesiTARİHİ: 04/05/2006NUMARASI: 2006/19-704Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :7201 sayılı Tebligat Kanununun 17. maddesi gereğince (Belli bir yerde devamlı olarak meslek veya sanatını icra edenler, o yerde bulunmadıkları takdirde tebliğ, aynı yerdeki daimi memur veya müstahdemlerinden birine, meslek veya sanatını evinde icra edenlerin memur ve müstahdemlerinden biri bulunmadığı takdirde aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerden birine yapılır.) Açıklanan bu tebliğ şekli gerçek kişilere onların işyerinde yapılacak tebligatlarda uygulanmalıdır.Somut olayda borçlu R...A..G...adına gönderilen icra emrinin tebligat adresi adı geçenin kendisine ait işyeri adresi olmayıp asıl borçlu şirketin adresidir. Bu olgu haciz tutanağından anlaşılmakta olup, haciz yapılan yer ile tebligat yapılan adres aynıdır. Kaldı ki, mahkemece bu konuda bir tereddüt hasıl olduğunda gerekli araştırma yapılarak tebliğ adresinin borçlunun şahsına ait bir işyeri olup olmadığı, tespit edilmelidir. Bundan başka muhatap R...A..G...adına tebligat yapılan kişinin şirket çalı??anı olup olmadığı konusu da yöntemince araştırılıp saptanmalıdır. Bu kişinin şirket çalışanı olduğunun belirlenmesi halinde, tebliğ işlemi yukarıda açıklanan 17. madde hükmüne aykırı olacağı gibi; takipte şirket de borçlu olduğu için borçlu adına şirket çalışanına yapılan tebligat takipteki sıfatları gözetildiğinde TK.nun 39. maddesine de aykırılık teşkil edecektir.O halde mahkemece yukarıdaki kurallara göre inceleme ve değerlendirme yapılıp sonucuna göre bir karar verilmeli, tebligatın usulsüz olduğu sonucuna varıldığı takdirde 7201 sayılı Kanunun 32. maddesi de gözetilerek başvurunun süresinde olduğu kabul edilerek adı geçenin diğer itiraz ve şikayet nedenleri incelenmelidir. Eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 5.10.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.