Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 18241 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 14741 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ: Konya 3. İcra MahkemesiTARİHİ: 22/03/2007NUMARASI: 2007/97-2007/273Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı vekili tarafından bonolara dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus yol ile icra takibine başlanıldığı, borçluya örnek 10 numaralı ödeme emri tebliği üzerine, borçlu vekilinin yasal sürede İcra Mahkemesine başvurarak bono bedellerinin lehdara ödendiğini, alacaklının hamil olup, lehdarın cirosunun protestodan sonra olduğunu ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği anlaşılmıştır.TTK. nun 690.maddesi göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gerekli olan aynı kanunun 599. maddesi gereğince, bonolardan dolayı kendisine müracaat edilen kimse önceki hamillerden birisiyle kendisi arasında doğrudan doğruya mevcut olan münasebetlere dayanan şahsi defilerini yetkili hamile karşı ileri süremez. Ancak, hamilin bonoyu iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket ettiğinin takip hukuku açısından geçerli yazılı bir belge ile kanıtlanması veya cironun alacağın temliki hükmünde olmas?? hallerinde anılan def’iler yetkili hamile karşı da ileri sürülebilir.Yine aynı kanunun 602.maddesi uyarınca ise “ Aksi sabit oluncaya kadar tarihsiz bir ciro protestonun tanzimi için muayyen olan müddetin geçmesinden önce yapılmış sayılır.” Bir diğer anlatımla tarihsiz bir ciro vadeden önce yapılmış sayılır ve bu karinenin aksini iddia eden borçlunun İİK. nun 169/a maddesinde yazılı belgelerle ispatlaması gerekir. Somut olayda, Takip dayanağı bonoların incelenmesinde, muteriz borçlunun bonoların keşidecisi olup, lehdarın ise Ö.Ç..olduğu, bonoların lehdarın cirosu ile takip yapan alacaklı hamile geçtiği ve cirolarda herhangi bir tarih bulunmadığı görülmüştür. Senetlerin gerek ön yüzlerinde gerekse arkalarında cirodan önce bunların noter aracılığıyla protesto edildiğine ilişkin bir işaret numara vs. bir emare bulunmamaktadır. Borçlu tarafından ciroların vadeden önce olduğu konusunda da İİK. nun 169/a maddesinde yazılı nitelikte bir belge sunulmadığına göre ciroların vadeden önce olduğunun kabulü zorunludur. Öte yandan Mahkemece cironun tarihi konusunda bankaya yazılan yazıya verilen cevap da, İİK. nun 169/a maddesi anlamında bir belge niteliğinde değildir.O halde borçlu tarafından takip alacaklısı hamilin bonoyu iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket ettiğini veya cironun vadeden sonra olduğunu takip hukuku açısından geçerli yazılı bir belge ile kanıtlayamadığından Mahkemece itirazın reddi yerine kabulü yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 09.10.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.