Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 18146 - Karar Yıl 2009 / Esas No : 9510 - Esas Yıl 2009





MAHKEMESİ: Pendik İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 27/02/2009NUMARASI: 2008/897-2009/204Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;İİK.nun 127. maddesi gereğince taşınmaz satışlarında, satış ilanının bir örneği borçluya tebliğ edilmelidir. Bu işlemin yapılmamış olması başlı başına ihalenin feshi nedenidir. Somut olayda icra takibinin borçlusu olan şikayetçi ........ satış ilanının 07.10.2008 tarihinde bizzat tebliğ edildiği, adı geçenin ise icra mahkemesine başvurusunda tebliğ belgesindeki imzanın kendisine ait olmadığını ve bu nedenle tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürerek ihalenin feshini talep ettiği anlaşılmaktadır.Tebligat Kanunu ve Nizamnamesi, tebliğ belgesindeki imzanın inkârında tahkik şeklini ve yöntemini göstermemiştir. Bu nedenle hâkim her somut olayın özelliğini cereyan şeklini gerçekleşen maddi olguları en ufak ayrıntılarına kadar gözönünde tutup iddiayı tetkike tabi tutmalıdır. 7201 Sayılı Tebligat Kanununun 32.maddesi gereğince, tebliğ usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğ işleminde haberdar olmuş ise geçerli sayılır. Muhatabın beyan ettiği öğrenme tarihi tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Hukuk Genel Kurulunun 12.02.1969 tarih ve 1967/172-107 sayılı kararında da benimsendiği üzere öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez.Tebligattaki imza inkâr edildiğine göre mahkemece, HUMK. nun 308 ve 309. maddeleri gereğince imza yönünden yöntemince bilirkişi incelemesi yapılıp sonucuna göre satış ilanı tebliğ işleminin usulüne uygun olup olmadığı belirlenmelidir. Öte yandan, borçlu vekili icra mahkemesine başvurusunda, kıymet taktirine itiraza ilişkin icra mahkemesinin ret kararının doğru olmadığını da ileri sürmektedir. Kıymet takdirine itiraz üzerine verilen kararlar kesin olmakla birlikte anılan hükümler ihalenin feshi aşamasında incelenebilir. Borçlunun kıymet taktirine itirazının Pendik İcra Mahkemesinin 07.12.2007 tarih ve 2007/900-264 sayılı kararı İİK. nun 128/a maddesi uyarınca 7 günlük sürede masraf yatılmadığından reddedildiği anlaşılmaktadır. İİK.nun 128/a-1. maddesi son cümlesinde “şikayet tarihinden itibaren yedi gün içinde gerekli masraf ve ücretin mahkeme veznesine yatırılması halinde yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılabilir.” hükmüne yer verilmiştir. Bu hükmün uygulanabilmesi için borçlunun yatırması gereken miktarın mahkemece belirlenmiş olması gereklidir. O halde mahkemece yukarıda yapılan açıklamalar doğrultusunda inceleme yapılarak sonra oluşacak sonuca göre ihalenin feshi istemi hakkında bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak yazılı gerekçe ile istemin reddi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 06.10.2009 gününde oybirliğiyle karar verildi.