Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1809 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 21621 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ: İstanbul 8. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 28/06/2010NUMARASI: 2010/514-2010/1342Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :İİK.nun 170/3 maddesinde, kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takipler yönünden imza incelemesinin ne şekilde yapılacağı hakkında İİK.nun 62 ve 68/a maddelerine atıfta bulunulmuştur. İİK.nun 68/a-5 maddesine göre, mazerete dayanmaksızın borçlunun hazır bulunmaması halinde mahkemece başka bir cihet tetkik edilmeksizin itirazın muvakkaten kaldırılmasına karar verileceği, ancak bu karar için keyfiyetin davetiyeye yazılması gerektiği öngörülmüştür. İhtarlı davetiyenin borçlu asile (şirketin yetkili temsilcisine) gönderilmesi gerekip,vekili tarafından hazır edilmesi gerektiğinden söz edilerek vekili adına çıkarılan davetiye ile aynı hukuki sonuca ulaşılması ve 68/a-5.maddenin tatbiki mümkün değildir.Somut olayda borçlu şirket vekili, takibe konu bonoda müvekkili şirket adına atılan keşideci imzasının borçlu şirket temsilcisince ait olmadığını iddia ederek takibin iptalini istemiştir.Mahkemece, İİK.nun 68/a-5 maddesinde yazılı meşruhatı içeren davetiye, borçlu şirketi münferiden temsile yetkili H. A 'ya gönderilmeden, İİK.nun 68/a-3. maddesi uyarınca imzaları alınıp incelenmeden, borçlu vekiline çıkartılan davetiyeye usulüne uygun ihtar yazılmadan tensip zaptının tebliği ve daha sonraki oturumda ise şirket temsilcisini hazır etmesi için borçlu vekiline kesin süre verilerek yazılı gerekçe ile imzaya itirazın reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 24.02.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.