Mahalli mahkemesinden verilen mahkeme kararının müddeti içinde tem-yizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü: Borçlar Kanununun 133. maddesine nazaran daha özel nitelikte bulunan TTK.nun 662. maddesi poliçe ve bonolara uygulanan zamanaşımının hangi sebeplerle kesileceğini sınırlı bir şekilde açıklamıştır. Bu sebeplerden biri de dava açılmasıdır. TTK.nun 730718. maddesi gereğince zamanaşımının kesilmesine ilişkin 662. madde çekler hakkında da uygulanır. Gerek alacaklı ve gerekse borçlu tarafından (genel mahkemelerde) açılan davaların zamanaşımını keseceği, konusunda bir tereddüt mevcut değildir. (HGK.nun 22.02.1984 tarih ve 1981/11-716 E. -1984/141 K.) (HGK.nun 20.1.1996 gün ve 1996/12-654 E. - 1996/805 K.) Somut olayda, yukarıda anılan nitelikte ve genel mahkemede açılmış bir dava bulunmamaktadır. Açılma koşulu ve inceleme yöntemleri llK.nunda düzenlenen ve İcra Mahkemesine sunulan itiraz ise maddede öngörülen niteliği içermeyip zamanaşımı kesmez. O halde, istemin kabulü yerine reddine karar verilmesi isabetsizdir. Sonuç: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle IİK. 366 ve HUMK. 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 31.01.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.