Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 18002 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 15074 - Esas Yıl 2007





MAHKEMESİ: İstanbul 5. İcra MahkemesiTARİHİ: 03/04/2007NUMARASI: 2007/229-2007/293Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Borçlular vekilinin icra mahkemesine başvuru dilekçesinde, İstanbul 3.İcra Müdürlüğü'nün 1999/16647 ve 1999/18688 sayılı takip dosyalarının alacaklı tarafça yenilenerek 2006/17225 ve 2006/17226 E. sayılı dosyalar haline dönüştürüldüğünü, söz konusu dosyalar alacaklı ile borçlu arasında imza edilen borç tasfiye protokolüne konu edilen takip dosyaları olduğunu, bu protokol uyarınca müvekkilinin ödemelerde bulunduğunu ve borçların sona erdiğini ileri sürerek takibin işlemden kaldırılmasını istediği görülmektedir.Alacaklı borçluların ileri sürdüğü ödemelere karşı çıkmamış, geç ödemede bulunulduğu gerekçesi ile protokolün 3.maddesine dayanarak, süresinde ödenmeyen bedellerin cezai şart olarak tahsil edileceğini gerekçe göstererek istemin reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece, borçlunun İİK'nun 71/2.maddesinde öngörülen şekilde bir belge sunamadığından bahisle şikayetin reddine karar verilmiştir.İİK'nun 71/1.maddesinde "Borçlu, takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun ve fer'ilerinin itfa edildiğini veyahut alacaklının kendisine bir mühlet verdiğini, Noterden tasdikli veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile ispat ederse, takibin iptal veya talikini her zaman icra mahkemesinden isteyebilir" yasal düzenlemesine yer verilmiştir.Somut olayda, alacaklı işbu protokoldeki imzasına karşı çıkmamış ve protokolde öngörülen alacağı da tahsil ettiğini kabul etmiştir. Bu durumda, olayda, İİK'nun 17/1.maddesinin uygulanma olanağı doğmuştur. Alacaklının geç ödeme nedeniyle protokolün 3.maddesine dayanarak cezai şart olarak bu ödemeleri saydığını ve takip konusu dosyadaki borcun kapanmadığı yönündeki iddiası genel mahkemede yargılama yapılmasını zorunlu kılmaktadır. Bu nedenlerle borçluların isteminin kabulü yerine yazılı gerekçe ile reddi doğru değildir.SONUÇ : Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 08.10.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.