Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17986 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 6182 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ: Ankara 3. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 26/05/2009NUMARASI: 2009/175-2009/817Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının onanmasını mutazammın 21.12.2009 tarih, 17361/25718 sayılı daire ilamının müddeti içinde tashihen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı tarafından O-Y HCK İş Ortaklığını oluşturulan şirketler hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla yapılan takipte, itiraz eden borçlu şirket, bütün yükümlülüklerini devrettiklerini ileri sürerek takibin iptalini talep etmiş, mahkemece yapılan yargılama sonunda istem kabul edilmiştir. Hukukumuzda adi ortaklığa ilişkin hükümler, Borçlar Kanununda bulunmaktadır. Anılan yasanın 533.maddesinde, şirket namına ortaklardan biri tarafından yapılan işlem, temsil hükümleri uyarınca diğerlerini alacaklı ve borçlu kılacak niteliktedir. Maddenin son cümlesinde ise idare vazifesi verilen şerikin bütün ortakları 3.kişilere karşı temsil etmek hakkını haiz olduğu hususu düzenlenmiştir. BK.nun 534/3.maddesinde de, yetkili mümessil tarafından şirket nam ve hesabına borçlanılan borçtan, şeriklerin müteselsil sorumlu olacakları öngörülmüştür. Taraflar arasında düzenlenen 25.01.2008 tarihli ortaklık sözleşmesinde temsilci L. A. olup, bu kişinin ortak girişimi temsil edeceği kararlaştırılmıştır. 28.04.2008 tarihinde itiraz eden şirket, ortaklık hissesi baki kalmak şartıyla, hak ve yükümlülüklerini devretmişse de, bu devir ortaklar arasında iç ilişkiye ilişkin olup iyiniyetli üçüncü kişilere karşı ileri sürülemez. Ortaklık sözleşmesinde temsilci olarak atanan kişinin ortaklığı temsil edeceği kararlaştırılmış olup, Borçlar Kanununun 533.maddesine göre bu kişi şirketi temsile yetkilidir. Bu nedenledir ki, şirketi temsile yetkili kişi tarafından keşide edilen çekten, borçlu şikayetçi şirket sorumlu olup, istemin reddine karar vermek yerine yazılı gerekçeyle kabulü isabetsiz olup, kararın bu nedenle bozulması gerekirken onandığı anlaşılmakla, alacaklı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir. SONUÇ :Alacaklı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 21.12.2009 tarih, 2009/17361-2009/25718 sayılı onama kararının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 06/07/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.