Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17985 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 10788 - Esas Yıl 2015





MAHKEMESİ :İcra Hukuk MahkemesiYukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:Sair temyiz itirazları yerinde değil ise; Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takibe karşı borçlunun, diğer itirazları ile birlikte takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde işlem yapılmaması nedeniyle zamanaşımı oluştuğunu ileri sürerek icranın geri bırakılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece şikayetin reddine karar verildiği görülmektedir.Takip dayanağı bononun tanzim tarihi itibariyle yürürlükte olan 6762 sayılı TTK'nun 690.maddesi göndermesiyle bonolar hakkında da uygulanması gereken anılan Kanunun 661/1. maddesi gereğince, poliçeyi kabul eden muhataba (bonoyu düzenleyen keşideciye) karşı başlatılacak takiplerde zamanaşımı süresi vadeden itibaren üç yıldır. TTK'nun 661/2.maddesine göre ise, hamilin cirantayı takip etmesi halinde zamanaşımı süresi bir yıldır. 6762 Sayılı TTK'nun 614. maddesinde; “Aval veren kimse, kimin için taahhüt altına girmişse tıpkı onun gibi mesul olur.” hükmüne yer verilmiştir. Bu itibarla, avalist, lehine aval verileni hangi şartlar altında mesul tutuluyorsa,aynı şartlar altında mükellef olur. Zamanaşımı süreleri bakımından da durum aynı olup; poliçeyi kabul eden muhatap (bonoyu düzenleyen keşideci) lehine aval veren kimsenin borcu, TTK 'nun 661/l. maddesine göre üç yıllık zamanaşımı süresine tabidir.818 sayılı Borçlar Kanunu'nun 133. maddesine nazaran daha özel nitelikte bulunan ve TTK'nun 690. maddesi gereğince bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanunun 662. maddesinde, zamanaşımını kesen sebepler; "dava açılması, takip talebinde bulunulması, davanın ihbar edilmesi veya alacağın iflas masasına bildirilmesi" şeklinde sınırlı olarak sayılmış olup, bu maddede öngörülen sebepler dışında zamanaşımı kesilmez. Ancak alacaklının icra dosyasında yapacağı takip işlemleri de zamanaşımını keser. Ne var ki; TTK'nun 663. maddesi uyarınca zamanaşımını kesen işlem kimin hakkında yapılmışsa, ancak ona karşı hüküm ifade eder.Somut olayda; şikayetçiler muris ...'nın mirasçıları olup muris Kadir, takibe konu bonoda avalist olup borçlu muris hakkında 23.12.2008 tarihinde takibe başlandığı, 08.01.2009 tarihinde ödeme emri tebliğ edilerek takibin kesinleştiği, alacaklı tarafça 23.12.2008 tarihli haciz talebinden sonra 21.02.2012 tarihli haciz talebine kadar borçlu muris Kadir ile ilgili zamanaşımını kesen herhangi bir işlem yapılmadığı anlaşılmaktadır. O halde, mahkemece, borçlu muris ... mirasçıları yönünden İİK’nun 71.ve 33/a maddeleri gereğince icranın geri bırakılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ :Borçluların temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 25.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.