Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17773 - Karar Yıl 2008 / Esas No : 10140 - Esas Yıl 2008





Mahalli mahkemece verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:İİK'nın 134/2. maddesinde ihalenin feshini isteyebilecek ilgililer sınırlı olarak sayılmıştır. Bunlar arasında pey sürmek suretiyle ihaleye iştirak edenler de bulunmaktadır. Somut olayda, davacı Kaan ihaleye girip pey sürmekle ihalenin feshini isteyebilecek ilgili konumunu kazanmıştır. Adı geçen ihale olunan taşınmazın kıymet takdirinin, taşınmaz kapalı olduğundan görülmeden değerlendirme yapıldığı, esaslı vasıflarında hataya düşürüldüğünden bahisle ihalenin feshini istemektedir. İcra mahkemesince, davacının "hukuki yararı bulunmadığından" bahisle ihalenin feshi talebinin reddine karar verilmiştir.İİK'nın 133/2. maddesinde, ihaleye katılıp daha sonra ihale bedelini yatırmamak suretiyle ihalenin feshine sebep olan tüm atıcılar ve kefillerin teklif ettikleri bedel ile son ihale bedeli arasındaki farklar ve diğer zararlardan ve ayrıca temerrüt faizinden müteselsilen mesul olacakları hükmü getirilmiştir. 30.10.2007 tarihinde yapılan ihalede, ihale bedeli yatırılmadığı için 03.12.2007 tarihli kararla İİK'nın 133. maddesi gereğince satışın düşürülmesine karar verilerek, taşınmaz yeniden satışa çıkarılmıştır. Bu durumda anılan madde kapsamına göre davacı İki ihale arasındaki farktan sorumlu olacağından ihalenin feshi tarihini havi davayı açmakta hukuki yararı vardır.İcra mahkemesince, İİK'nın 134. maddesine göre açılan ihalenin feshi davasının esasının incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine dair hüküm tesisi isabetsizdir.Sonuç: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK'nın 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 20.10.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi.