Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17761 - Karar Yıl 2011 / Esas No : 2428 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ: Gaziantep 2. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 30/12/2010NUMARASI: 2010/830-2010/1153Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklılar vekili tarafından 18.02.2010 tarihinde Gaziantep 2.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 25.12.2009 tarihli ilamına dayalı olarak 314.829,00 TL asıl alacak ve 3.148,29 TL işlemiş faiz olmak üzere 317.977,29 TL toplam alacağın takip tarihinden itibaren asıl alacak üzerinden %9 değişen oranlarda kanuni faizi ile birlikte (fazlaya dair haklarının saklı tutularak) tahsili talep edilmiştir.Takibin kesinleşmesinden sonra borçlu tarafça icra dosyasına 30.04.2010 tarihinde 341.792,31 TL ödeme yapılmıştır. Bilahare alacaklı vekili 01.11.2010 tarihli yazılı talebi ile, icra müdürlüğünden bakiye borcun hesaplanarak borçlu kuruma bildirilmesi istenmiş, icra müdürlüğünce de aynı tarih itibariyle bakiye dosya borcu 32.648,16 TL hesaplanmıştır. Bunun üzerine borçlu tarafça icra dosya borcunun 30.04.2010 tarihinde ödendiği, ilama aykırı olarak borç çıkartıldığı belirtilerek icra mahkemesinden muhtıranın iptaline karar verilmesinin istendiği anlaşılmaktadır.Takip dayanağı ilamda hükmedilen alacağa 13.1.2009 dava tarihinden itibaren yasal faiz yürütüleceği belirtilmiştir. Bu faiz alacağı ilamda hükme bağlandığından alacaklı tarafça açıkça hakkın özünden feragat edilmediği sürece ilamda belirlenen tarihten itibaren bu alacağa faiz talep edilebilir. İlamda faize hükmedilmesi halinde asıl alacağın ödenmiş olması durumunda fazlaya ilişkin hakkı saklı tutulmasa dahi halin icabından kaynaklanan durum itibarı ile B.K.'nun 113/2.maddesi gereğince faiz istenebilir. Ancak, ilamda faize ilişkin hüküm yok ise alacaklı, ilk yaptığı takipte karar tarihinden itibaren faiz istememiş ise artık müstakilen faiz için yeniden ikinci bir takip yapamaz. Somut olayda gözlendiği gibi ilamda dava tarihinden itibaren faize hükmedilmesi halinde bu alacağın dayanağı ilam olup; feragat edilmediği sürece hukuki varlığını koruduğundan ilk takipte istenmemiş olsa dahi ikinci takipte faiz istenebilir.Tüm bu olgular birlikte değerlendirildiğinde, alacaklı takip talebinde yazılı olan işlemiş faiz ve işleyecek faiz talebi için miktar ve oran belirtmek suretiyle talebini sınırlandırdığından bu takipte işlemiş faiz alacağına ilişkin fazlaya dair talep bulunamayacağından mahkemece bakiye faiz alacağına hükmedilemez. Yukarıda da ifade edildiği gibi alacaklı fazlaya dair faiz istemi için ayrı bir takip yaparak tahsil edebilir. Mahkemece, yukarıdaki ilkelere uygun olan 15.10.2010 tarihli bilirkişi raporuna göre sonuca gidilmesi gerekirken aksine düşüncelerle, alacaklının takip talepnamesinde istediği faiz miktarını aşar nitelikteki bilirkişi ek raporuna göre hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 04.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi.