Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 1765 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 15518 - Esas Yıl 2011
MAHKEMESİ: Sincan İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 18/03/2011NUMARASI: 2011/28-2011/135Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak 22.07.2004 tarihinde kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan Icra takibinin kesinleşmesinden sonra oluşan zamanaşımı nedeniyle borçlu tarafından İİK. nun 71 ve 33-a maddeleri uyarınca icra mahkemesinden icranın geri bırakılmasına karar verilmesinin istendiği anlaşılmaktadır. Takip dayanağı belge, kambiyo senedi niteliğinde bono olduğundan, olaya TTK’ nun 690.maddesi göndermesiyle 661, 662 ve 663.maddelerinin uygulanması gerekir. Aynı kanunun 661/1.maddesi gereğince keşideciye karşı başlatılacak takiplerde zamanaşımı süresi vadeden itibaren üç yıldır. Borçlar Kanunu’nun 133.maddesine nazaran daha özel nitelikte bulunan ve T.T.K.’nun 690.maddesi gereğince bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanunun 662. maddesinde zaman aşımını kesen sebepler” dava açılması, takip talebinde bulunulması, davanın ihbar edilmesi veya alacağın iflas masasına bildirilmesi” şeklinde sınırlı olarak sayılmıştır. TTK. nun 662.maddesinde zamanaşımını keseceği belirtilen dava açılmasından anlaşılması gereken alacaklı tarafından açılan alacak davası olup, borçlu tarafından açılacak davada alacaklı durumundaki davalının itirazını defi yolu ile ileri sürdüğü cihetle borçlu tarafından alacaklı aleyhine açılan menfi tespit davasının da bu nedenle zamanaşımını kesmesi gerekir. Nitekim Yargıtay HGK. nun 20.1.1996 tarih 1996/12–654 esas 1996/805 karar sayılı kararı ile de aynı ilke kabul edilmiştir. Öte yandan TTK. nun 663/2.maddesine göre ise, zamanaşımının kesilmesi ile kesildiği tarihten itibaren yeni bir süre işlemeye başlar.Somut olayda, icra takip dosyasının incelenmesinde, takibin kesinleşmesinden sonra alacaklı vekili tarafından 07.12.2004 tarihinde haciz isteminde bulunulduğu, 21.03.2005 tarihinde ise borçluya intikal edecek hissenin tescili için dava açmak üzere yetki belgesi düzenlendiği, bu tarihten şikayet tarihine kadar ise alacaklı tarafça zaman aşımını kesen hiçbir işlem yapılmadığı ve T.T.K.’nun 661/1.maddesinde öngörülen üç yıllık zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmaktadır.Yukarıda yapılan açıklamalar dikkate alındığında alacaklı tarafından Sincan 2.Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan 2005/188 esas, 2010/460 karar sayılı tescil davası TTK. nun 662.maddesinde öngörülen davalardan olmadığından zamanaşımını kesmez.O halde, mahkemece borçlunun zamanaşımı itirazının kabulü yerine yazılı gerekçe ile reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 26/01/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.