Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17615 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 3650 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ: Sarıyer İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 16/10/2009NUMARASI: 2009/295-2009/307Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Sarıyer 1.Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 17.12.2007 tarih ve 2001/976 Esas-2002/978 Karar sayılı ilamına dayanılarak, İstanbul 14.İcra Müdürlüğü'nün 2003/20953 sayılı dosyası ile başlatılan takipte, Sarıyer İcra Müdürlüğü'nün 2003/4154 Talimat sayılı dosyası üzerinden ilamın gereği yerine getirildikten sonra, borçlunun yeniden aynı yere duvar ördüğünün alacaklı vekilince ileri sürüldüğü ve icra müdürlüğünden borçlunun yaptığı duvarın yıkılmasına karar verilmesinin talep edildiği görülmektedir. İcra müdürlüğü, dosyaya ibraz edilen bilirkişi raporu doğrultusunda hükmün infazından sonra yapılan duvarın imar tadilat projesi ruhsatına uygun olduğundan bahisle, 12.08.2009 tarihinde işlem tesisine yer olmadığına karar vermiştir. Borçlu vekilinin bu kararın iptali için icra mahkemesine başvurması üzerine mahkemece; ilamın infazından sonra aynı ilama dayanılarak yeni bir takip başlatmak suretiyle müdahalenin men'i ve kal istenemeyeceği gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir.İİK'nun 4949 Sayılı Kanunla değişik 30/son maddesi "bir işin yapılmasına veya yapılmamasına dair olan ilam hükmü yerine getirildikten sonra borçlu ilam hükmünü ortadan kaldıracak bir eylemde bulunursa, mahkemeden ayrıca hüküm almaya gerek kalmadan önceki ilam hükmü tekrar zorla yerine getirilir" hükmünü içermektedir. İmar tadilat projesi ruhsatıyla, mahkeme ilamı ortadan kaldırılamaz. Kaldı ki, Sarıyer Belediye Başkanlığı'nın 12.10.2009 tarih 5645 sayılı yazıda "Zekeriyaköy .pafta .parsel sayılı yere 15.01.2009 tarih 6 sayı ile istinat duvarı için düzenlenen yapı ruhsatı 1065 sayılı parselin tabi zemin kotu ile mevcut yol kotu arasında fark bulunmasından dolayı düzenlenmiş olup, her iki parselin ortak sınırını kapsamadığı belirtilmektedir. Ayrıca İstanbul 2.İcra Mahkemesi'nin 09.10.2009 tarih 2009/1691 sayılı tedbir kararı icra müdürlüğünün işleminden sonradır. Her talep açıldığı koşullarda tartışılması gerektiğinden icra müdürlüğünün 12.08.2009 tarihli işlemi yasaya uygun değildir mahkemece şikayetin kabulü yerine reddine karar verilmesi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 02.07.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.