MAHKEMESİ: Mersin 2. İcra MahkemesiTARİHİ: 21/04/2006NUMARASI: 2006/100-224Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;Alacaklı vekili tarafından çeke dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus yol ile icra takibine başlandığı, borçlu şirkete örnek 10 numaralı ödeme emri tebliği üzerine, borçlu şirket yetkilisi Ü. S.’ın yasal sürede icra mahkemesine başvurarak çekteki imzanın kendisine ait olmadığını ileri sürdüğü görülmüştür. Borçlu şirketin başvurusu bu hali ile imzaya itiraz olup, uyuşmazlığın İİK. nun 170. maddesi uyarınca çözümü gerekir.Bu maddenin 3.fıkrasında, inkar edilen imzanın borçluya ait olmadığı, mahkemece aynı Kanunun 68/a maddesine göre yapılan inceleme sonucunda anlaşılmış ise, itirazın kabulü ile birlikte takibin durdurulmasına karar verileceği ve 4.fıkra uyarınca senedi takibe koymada kötü niyetli veya ağır kusuru bulunduğu taktirde alacaklının takip konusu alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere tazminatla sorumlu tutulabileceği hüküm altına alınmıştır.Somut olayda; Mahkemece imzaya itirazı kabul edilen borçlu hakkında takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, yukarıda açıklanan madde hükmüne aykırı olarak takibin iptali şeklinde sonuca gidilmesi ve borçlunun imzaya itirazı hakkında bilirkişi incelemesi yapılmaksızın alacaklının kabulü esas alınarak itiraz kabul edildiği halde alacaklı aleyhine tazminata hükmedilmesi isabetsizdir.Kabule göre de; olayda uygulanması gereken İİK.nun 170/4. maddesi hükmüne aykırı olarak karar yerinde gerekçesi açıklanmadan % 20 oranı aşılmak suretiyle % 40 tazminata karar verilmesi doğru değildir.SONUÇ : Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 26.09.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.