Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 17406 - Karar Yıl 2006 / Esas No : 14580 - Esas Yıl 2006
Mahalli mahkemece verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki taraf vekilleri tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:Alacaklı vekili tarafından bonolara dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlandığı, borçluya örnek 10 nolu ödeme emri tebliği üzerine, borçlunun yasal sürede İcra Mahkemesine başvurarak, "takip dayanağı bonoların taraflar arasında düzenlenen sözleşme uyarınca alacaklıya verildiği, alacaklının sözleşmeye uygun olarak edimini yerine getirmemesi nedeniyle bonoların bedelsiz kaldığı ve bonolardan 17 adedinin vadesinin henüz gelmediğini" ileri sürerek takibin iptalini istediği anlaşılmıştır. Borçlu vekili, 13.12.2005 tarihli duruşmada ise "2.300,00 Euro borçlarının olduğunu" beyan etmiştir. Başvurunun yasal dayanağı İİK'nın 170/a maddesidir. İİK'nın 170/a-son maddesinde (her ne suretle olursa olsun, ... borç kısmen veya tamamen kabul edilmiş ise) takip dayanağı belgenin kambiyo senedi vasfını taşımadığı nedeni ile takibin iptal edilemeyeceği hükmüne yer verilmiştir. Öte yandan, bonoların taraflar arasında düzenlenen 22.12.2004 tarihli sözleşme uyarınca verildiği ihtilafsız olup, bu sözleşmede yer alan muacceliyet şartı nedeniyle borçlunun vadeye yönelik şikayeti de yerinde değildir. O halde, mahkemece borçlunun borcu kısmen kabulü dikkate alınarak, İİK'nın 170/a-son maddesi uyarınca şikayetin reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.Kabule göre de; borçlu, borcun 2.300,00 Euro'luk kısmını kabul ettiği halde talebi aşar şekilde takibin tamamının iptali doğru görülmemiştir.Sonuç: Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366. ve HUMK'nın 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre borçlu vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 26.09.2006 gününde oybirliğiyle karar verildi.