MAHKEMESİ: Tekirdağ 2. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 14/09/2011NUMARASI: 2011/116-2011/195Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Türk Ticaret Bankası A.Ş. tarafından borçlu aleyhine kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibi başlatıldığı, daha sonra BDDK'nun 15.06.2001 tarih ve 346 sayılı resmi gazetede yayımlanan kararı ile adı geçen bankanın bankacılık işlemleri yapma ve mevduat kabul etme izninin 01.07.2001 tarihi itibariyle kaldırıldığı, tasfiye işlemlerinin yürütülmesi hususunda Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun yetkili kılınmasına karar verildiği, TMSF Varlık Yönetim Daire Başkanlığı'nın 22.12.2009 tarihli yazısından adı geçen bankanın %92,84 oranındaki hissesinin fona ait olduğu, takibin Tasfiye Halinde Türk Ticaret Bankası A.Ş. tarafından sürdürüldüğü görülmektedir.Borçlu, icra mahkemesine başvurusunda, takibin kesinleşmesinden sonra oluşan zamanaşımı nedeniyle takibin iptaline karar verilmesini istemiş, mahkemece, vade tarihi olan 30.04.1997 tarihinden 17.08.2000 tarihine kadar takibin işlemsiz bırakıldığı ve dolayısıyla takip konusu bononun zamanaşımına uğradığı gerekçesiyle takibin iptaline karar verilmiştir. 5411 Sayılı Kanun'un 106. maddesinde; "Bir bankanın bu kanun hükümlerine göre faaliyet izninin kaldırılması halinde yönetim ve denetimi fona intikal eder", yine aynı Kanun'un 141.maddesinde; "Bu kanundan kaynaklanan fon alacaklarına ilişkin dava ve takiplerde zamanaşımı süresi 20 yıldır", aynı Kanunun ek 16. maddesinde ise; "Bu kanun ile fon alacağının tahsili bakımından yarar görülerek zamanaşımı ve diğer konularda fon lehine getirilen hükümler makaple şamildir" hükümleri yer almaktadır. Geçmişe etkili olacağı 5411 Sayılı Kanunda açıkça kabul edilen bu lehe hükümler gereğince, 20 yıllık süre henüz dolmamış ve zamanaşımı da gerçekleşmemiştir. O halde anılan bu yasal düzenlemeler karşısında mahkemece istemin reddi gerekirken yazılı gerekçe ile kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/05/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.