Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17279 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 8635 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ: Alanya 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 04/12/2012NUMARASI: 2010/644-2012/605Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan takibe karşı borçlu, keşideci imzasının kendisine ait olmadığını ileri sürerek imza itirazında bulunmuş, mahkemece verilen ilk karar ile imzanın borçluya ait olduğu tespitini içerir polis kriminal laboratuarından alınan bilirkişi raporu hükme dayanak yapılarak imzaya itirazın reddine karar verilmiş, bu kararın temyizi üzerine bilirkişi raporunun hükme dayanak yapmaya elverişli olmadığı gerekçesiyle Dairemizce bozma kararı verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyulduğu, bozma sonrasında alınan Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi'nce düzenlenen 17.03.2011 tarihli raporda bonodaki imzanın borçlunun eli ürünü olmadığının belirtildiği, bu rapora itirazda bulunulması üzerine Marmara Üniversitesi Grafoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi’nden alınan 12.10.2011 tarihli raporda da imzanın borçluya ait olmadığının belirtildiği, Mahkemece bu raporun Yargıtay bozma ilamında belirtilen usul ve esaslara uygun bir rapor olmadığı gerekçesiyle 3 kişilik bilirkişi heyetinden aldırılan 06/09/2012 tarihli son raporda ise imzanın borçluya ait olduğunun tespit edildiği, mahkemece bu son rapor hükme dayanak yapılarak imzaya itirazın reddine karar verildiği anlaşılmıştır. 26.06.2009 tarihli 1. rapor bozma ilamında da belirtildiği üzere hüküm kurmaya elverişli değildir. Öte yandan Marmara Üniversitesi Grafoloji Araştırma ve Uygulama Merkezi’nden alınan 12.10.2011 tarihli rapor da hüküm kurmaya elverişli değildir. Nitekim Mahkemece bu rapor yetersiz bulunmuştur. Bu durumda dosyada hükme esas alınabilecek 17.03.2011 tarihli Adli Tıp Kurumu Fizik İhtisas Dairesi'nce düzenlenen rapor ile 06.09.2012 tarihli son rapor bulunmakta olup, bu iki rapor arasında çelişki mevcuttur. O halde mahkemece, raporlar arasındaki çelişkinin giderilmesi için yeniden ve ehil bilirkişilerden oluşacak bir kuruldan mütalaa alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde sonuca gidilmesi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06/05/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.