Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17259 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 30703 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ: Ankara 4. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 27/10/2011NUMARASI: 2011/1101-2011/1067Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki taraflarca istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Kural olarak ilerde doğacak muhtemel bir hakkın haczi mümkün değildir. İİK'nun 89.maddesi gereğince üçüncü şahsa, borçlunun, nezdinde doğmuş ve doğacak hak ve alacaklarının haczi şeklinde haciz ihbarnamesi çıkarılması halinde, üçüncü şahsın sorumluluğu, haciz müzekkeresinin kendisine ulaştığı tarihteki mevcut (fiili) durumla sınırlıdır. Rutin ödemeler (kira alacakları vs.) dışında ileride doğacak, doğması muhtemel bir hakkın bu aşamada üçüncü şahıslarca net olarak bilinmesi mümkün olmadığından, haciz ihbarnamesi muhtemel alacaklar açısından sonuç doğurmaz.Borçlunun, üçüncü kişi nezdinde ileride doğması muhtemel alacaklarının haczi ise ancak İİK.nun 78. maddesi kapsamında gönderilecek haciz yazısı ile mümkündür. Borçlunun (kendi elindeki taşınır mallar gibi) üçüncü kişilerdeki taşınır malları ve alacakları da İİK'nun 85/1. maddesine göre haczedilebilir. Somut olayda alacaklının 14.01.2011 tarihli talebi doğrultusunda, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı'na yazılan haciz yazısı ile borçlunun doğmuş ve doğacak her türlü hak, alacak, istihkak, hak ediş, ücret, ödenek ve serbest kalan nakit veya teminat mektuplarının alacağa yeter miktarları üzerine haciz konulduğunun bildirildiği, Toplu Konut İdaresi Başkanlığı'nın 28.01.2011 tarihli cevabı yazısında, adı geçen borçlunun idarenin yüklenicisi olduğu, haciz müzekkeresinin intikal ettiği tarih itibarı ile adı geçen yüklenicinin idare nezdinde tahakkuk eden istihkak alacağı bulunmadığı, ancak sözkonusu firmanın idare nezdinde yüklenicisi olduğu işinden dolayı ileride doğacak muhtemel istihkak alacaklarından ödenmek üzere, borcun, haciz yazısının intikal tarihi dikkate alınarak takipli borçlar sıralama tablosuna alındığı, diğer taraftan borçlu firmanın anılan işle ilgili idare uhdesindeki teminatlarının, yüklenicinin idareye karşı taahhütleri öncelikli olmak üzere SSK., vergi ve benzeri kamu yükümlülüklerinin yerine getirilmesine karşılık idarede tutulmakta olduğu, bunun dışındaki talepler için kullanılamayacağından, teminata yönelik talebin değerlendirmeye alınmadığı bildirilmiştir.Kural olarak iki kişi arasında mevcut olan bir hukuki ilişkiye (temele) dayanan, henüz doğmamış olmakla birlikte ilerde doğması muhtemel bulunan alacaklara müstakbel alacak denir. Müstakbel (beklenen) yada doğacak alacaklar için haciz yazısı gönderilebilmesi, üçüncü kişi ile borçlu arasında süregelen bir hukuki ilişkinin varlığına bağlıdır. Hukuki münasebetin varlığı ve bu ilişki nedeniyle borçluya ödenecek ve devamlılık arzeden bir alacağın bulunduğu hallerde, üçüncü kişiye haciz yazısı gönderilebilir. Müstakbel (beklenen) bir alacaktan bahsedilebilmesi için, bir hukuki ilişkinin (temelin) mevcut olması, bu hukukiilişkiden doğacak alacağın cinsinin ve borçlunun belli olması yeterlidir. Alacağın miktarının belli olup olmaması veya böyle bir alacağın doğmama ihtimalinin bulunması önemli değildir. İşçiler ve memurların işveren nezdinde işleyecek ücret alacakları, müstakbel alacaklara örnek olarak gösterilebilir (Baki Kuru İcra ve İflas Hukuku El Kitabı-sh 428 vd..). Kanun, ücret hacizlerinde, bu anlamdaki müstakbel alacakların haczedilebileceğini açıkça kabul etmektedir (İİK. 83,355,356.).Bu durumda borçlunun yüklenici olarak iş yaptığı kurumdaki müstakbel (beklenen) istihkakına (alacaklarına) haciz konması yönündeki işlem yerindedir. O halde mahkemece 3. şahıs tarafından teminat üzerine konulması talep edilen haczin değerlendirme dışında tutulduğunun bildirilmiş olduğu da göz önünde bulundurularak şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile haciz yazısındaki doğacak alacaklara ilişkin kısmın iptaline karar verilmesi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre borçlunun temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, 16/05/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.