MAHKEMESİ: Kemalpaşa 1. Asliye Hukuk (1. İcra Hukuk) MahkemesiTARİHİ: 28/12/2012NUMARASI: 2012/29-2012/91Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:Alacaklı tarafından bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla başlatılan takibe karşı borçlunun, takip dayanağı bonoların şirket tarafından keşide edilmiş olmasına rağmen bono da ismi yer almadığından kendisine karşı takibin yöneltilmesinin usul ve yasaya aykırı olması sebebiyle takibin iptali istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, itirazın kabulü ile borçlu açısından takibin iptaline karar verildiği anlaşılmıştır. TTK.nun 688/7. maddesi gereğince, takip konusu belgenin kambiyo vasfını taşıması için "senedi tanzim edenin imzasını" ihtiva etmesi zorunludur. Anılan maddede sorumluluk için sadece imzadan söz edilmiş, birden fazla imzanın bulunması koşul olarak kabul edilmemiştir. TTK.nun 690. maddesi göndermesiyle bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanun'un 589.maddesi uyarınca, şirketi münferiden temsile yetkili temsilcinin şirket kaşesi dışında senet üzerine atmış olduğu imza bizatihi kendisini sorumlu kılar. Yine TTK.nun 690.maddesi göndermesi ile bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı Kanunun 613 ve 614/1.maddeleri gereğince, keşideci imzası dışında bononun ön yüzüne konulan her imza aval şerhi sayılır. Aval için sadece imza yeterli olup, ayrıca ad ve soyadının yazılması gerekli değildir. Senedin keşideci bölümünde şirket ve şirket temsilcisinin (aynı kişinin) elinden çıkmış iki imzanın bulunması halinde ve imzalayanın şirket temsilcisi olması durumunda, imzalardan birinin şirket adına, diğerinin ise imza sahibinin şahsı adına atılmış olduğunun kabulü zorunludur. Zira, senetteki borçtan sorumlu olmak için keşidecinin tek imzası yeterli olup birden fazla imza atılmasına gerek bulunmamaktadır. Bu nedenle bononun ön yüzüne atılan ikinci imza aval olarak değerlendirilir(HGK'nun 05.10.2011 tarih ve 2011/12-480 sayılı kararı). Somut olayda, takibe konu bonolarda keşideci olarak ....Tic Ltd. yazılı olup, bonolar çift imza ile keşide edilmiştir. Borçlu şikayet dilekçesinde takibe konu bonolarda adının yer almadığını belirtmiş, keşideci şirketin yetkili temsilcisi olmadığı yönünde bir itirazda bulunmamıştır. Kaldı ki, İzmir Ticaret Sicil Memurluğu tarafından mahkemeye gönderilen yazı cevabı ekinde, 15.04.2011 tarihli ortaklarkurulu kararı ile şirket müdürlüğüne 30 yıl süreyle şirket ortaklarından olmayan A.... Ç....ın seçilmesine ve münferiden atacağı imza ile şirketi temsil ve ilzam etmesine karar verilmiştir. Bu durumda borçlu şirket temsilcisinin şirket kaşesinin üzerine attığı imzanın yanında açığa atılan ikinci bir imzası bulunduğundan, bu ikinci imza nedeniyle, aval veren sıfatı ile borçtan şahsen sorumlu olduğunun kabulü gerekir. O halde mahkemece istemin reddi yerine borçlu yönünden takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.05.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.