Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17113 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 5046 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ: İznik İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 21/01/2010NUMARASI: 2009/13-2010/4Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki her iki taraf vekillerince istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Borçlu keşideci hakkında bonoya dayalı olarak kambiyo takibi yapıldığı, borçlunun da icra mahkemesine başvurarak imza itirazında bulunduğu, mahkemece, alınan bilirkişi raporu doğrultusunda imzaya itirazın kabulüne, İİK'nun 170/4. maddesi gereğince kötü niyetli olmadığından alacaklının para cezasına mahkum edilmesine yer olmadığına karar verildiği görülmektedir.Herhangi bir belgedeki imza ve yazının atfedildiği kişiye ait olup olmadığı hususunda yapılacak bilirkişi incelemesinin, konunun uzmanınca ve yeterli donanıma sahip bir laboratuvar ortamında optik aletler ve o incelemenin gerektirdiği diğer cihazlar kullanılarak grafolojik ve grafometrik yöntemlerle yapılması, bu alet ve yöntemlerle gerek incelemeye konu ve gerekse karşılaştırmaya esas belgelerdeki imza ve yazının tersim, seyir, baskı derecesi, eğim, doğrultu gibi yönlerden taşıdığı özelliklerin tam ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenip karşılaştırılması; sonuçta imza veya yazının atfedilen kişiye ait olup olmadığının dayanakları gösterilmiş, tarafların, mahkemenin ve Yargıtayın denetimine elverişli bir raporla ortaya konulması, gerektiğinde karşılaştırılan imza ve yazıların hangi nedenle farklı veya aynı kişinin eli ürünü olduklarının fotoğraf yada diğer uygun görüntü teknikleri ile de desteklenmesi şarttır. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda hangi ortamda ne tür teknik cihazlar kullanılarak inceleme yapılıp sonuca varıldığı açıklanmamış, ulaşılan sonucun maddi dayanakları denetime elverişli şekilde ortaya konulmamıştır. Bu nitelikteki bir bilirkişi raporuna dayalı olarak hüküm kurulamaz. ( H.G.K. 30-5-2001, 2001/12-246 E, 2001/476 K. sayılı kararı ) Mahkemece yapılacak iş, yukarıda açıklanan ilke ve yönteme uygun olarak yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılması ve oluşacak sonuca göre İİK.nun 170/4.maddesi de gözönüne alınarak bir karar vermekten ibarettir. Eksik incelemeye ve yetersiz bilirkişi raporuna dayalı karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ :Alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.366. ve HUMK.428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma sebebine göre borçlu vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 29/06/2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.