Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17106 - Karar Yıl 2013 / Esas No : 7256 - Esas Yıl 2013





MAHKEMESİ: İstanbul 2. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 16/01/2013NUMARASI: 2012/345-2013/53Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı tarafından borçlu hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile icra takibine başlanmıştır. Takip dayanağı bononun incelenmesinde keşidecinin muteriz borçlu B... A...., lehtarın ise .... Tic. A.Ş. olduğu, senedin takip alacaklısı M....U....'a ciro yoluyla devredildiği görülmektedir. Borçlunun icra mahkemesine başvurusu dayanak senedin taksitli satış sözleşmesi nedeniyle tüketici senedi olarak verildiğine ilişkindir.Borçlunun itirazına dayanak yaptığı sözleşmede takip yapan alacaklının taraf olmadığı görülmektedir. Bu nedenle anılan sözleşme alacaklıya karşı hüküm ifade etmez. TTK'nun 690.maddesi göndermesiyle bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı kanunun 599. maddesine göre; "...kendisine müracaat olunan kimse keşideci veya önceki hamillerden biriyle kendi arasında doğrudan doğruya mevcut olan münasebetlere dayanan defileri müracaatta bulunan hamile karşı ileri süremez; Meğer ki, hamil, poliçeyi iktisap ederken, bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olsun."Somut olayda takip alacaklısının kötüniyetli olduğu iddia ve ispat edilmediği gibi senet metninde de tüketici sözleşmesi nedeniyle verildiğine ilişkin bir ibare bulunmadığı anlaşılmaktadır. Ayrıca muteriz borçlu tarafından takip dayanağı senetteki imzaya itiraz edilmediği gibi borcun ödendiği de ispat edilmemiştir.Bu durumda; mahkemece TTK'nun 599. maddesi hükmü gereği lehtar borçlunun, “senedin tüketici senedi olarak verilmesi nedeni ile 4077 sayılı Tüketici'nin Korunması Hakkında Kanun'un 6/A maddesi gereğince nama yazılı düzenlenmesi gerektiği iddiasını” takip alacaklısına karşı ileri süremeyeceği hususu nazara alınarak istemin reddi gerekirken takibin iptaline karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06/05/2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.