Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 17106 - Karar Yıl 2010 / Esas No : 5028 - Esas Yıl 2010





MAHKEMESİ: Bursa 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 03/12/2009NUMARASI: 2009/972-2009/1241Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı N. vekili tarafından borçlular hakkında kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla icra takibine geçilmiştir. Borçlular vekili yasal süresinde icra mahkemesine başvurarak, müvekkillerinden H. A. (bonoyu tanzim eden) ile takip alacaklısı N. K. arasında inşaat yapımı konusunda anlaşma sağlandığını ve bu konuda 20.11.2006 tarihinde sözleşme imzalandığını, takip dayanağı senedin bu sözleşme kapsamında teminat senedi olarak düzenlenerek alacaklıya verildiğini, senedin mücerret bir borç ikrarını içermediğini, sözleşmenin karşılıklı edimler içerdiğini, alacağın tahsil edilip edilmeyeceğinin yargılamayı gerektirdiğini, tüm bu nedenlerle takibin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.Dosyaya sunulan 20.11.2006 tarihli sözleşmenin taraflar arasında düzenlendiği ve alacaklının belge altındaki imzaya karsı çıkmadığı görülmektedir. Alacaklı vekili cevap dilekçesinde, müvekkilinin, bonoda tanzim eden sıfatı bulunan H. A. ile 20.11.2006 tarihinde yapmış olduğu inşaat sözleşmesi kapsamında, karşı tarafa ödemesi gereken tüm paraları ödediğini, ancak H. A.'ın aldığı paraları başka işlerde harcayarak işi tamamlayamadığını, bunun üzerine müvekkilince inşaata ikinci kez harcama yapılmak zorunda kalındığını, takip dayanağı senedin de ikinci kez yapılan bu harcamalar nedeniyle davalı (borçlu) H. A. tarafından 11.6.2007 tarihli ek protokol başlıklı belgeye istinaden düzenlenerek müvekkiline verildiğini beyan ettiği görülmektedir. Alacaklı vekilinin icra mahkemesine verdiği bu cevap dilekçesinden, takip dayanağı senedin, alacaklı ile H. A. arasındaki sözleşme kapsamında alındığının kabulü gerekir. Bu durumda, dayanak belgenin yukarıda açıklanan nedenle T.T.K.'nun 688/2.maddesinde öngörülen mücerret borç ikrarını içermediği tespit edilmiş olup, tarafların sözleşme doğrultusunda edimlerini yerine getirip getirmediğinin ve dolayısı ile alacağın tahsil edilip edilmeyeceğinin yargılamayı gerektirmesi nedeniyle mahkemece, İ.İ.K.nun 170/a-2.maddesi gereğince itiraz kabul edilerek takibin iptaline karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde itirazın reddine karar verilmesi isabetsizdir.SONUÇ : Borçlular vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 29.06.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi.