Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 1710 - Karar Yıl 2012 / Esas No : 15207 - Esas Yıl 2011





MAHKEMESİ: Aydın 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 17/03/2011NUMARASI: 2010/474-2011/103Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü :Alacaklı tarafından başlatılan ilamlı takibe karşı borçlunun, haline münasip evinin haczedildiğini belirterek bu haczin kaldırılması istemi ile icra mahkemesine başvurduğu, mahkemece, haczedilmezlik şikayetinin kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmaktadır.İ.İ.K.’nun 82/12 maddesi gereğince, borçlunun “haline münasip” evi haczedilemez. Bir meskenin borçlunun haline uygun olup olmadığı adı geçenin haciz anındaki sosyal durumuna ve borçlu ile ailesinin ihtiyaçlarına göre belirlenir. Buradaki “aile” terimi, geniş anlamda olup, borçlu ile birlikte aynı çatı altında yaşayan, bakmakla yükümlü olduğu kişileri kapsar. İcra mahkemesince, borçlunun sözü edilenlerle birlikte barınması için zorunlu olan haline münasip meskeni temin etmesi için gerekli bedel bilirkişilere tesbit ettirildikten sonra, haczedilen yerin kıymeti bundan fazla ise satılmasına karar verilmeli ve satış bedelinden yukarıda nitelikleri belirlenen mesken için gerekli olan miktar borçluya bırakılmalı, kalanı alacaklıya ödenmelidir. Bu kıstasları aşan nitelik ve evsaftaki yerlerle, makul ölçüleri geçen oda ve salonu kapsayan, ve ikamet için zorunlu ögeleri içeren bir meskenin dışındaki yerler, maddede öngörülen amaca aykırıdır. Borçlunun görev ve sıfatı, kendisinin yukarıda belirlenenden daha görkemli bir meskende ikamet etmesini gerektirmez. Somut olayda, mahkemece, Aydın 2.İcra Mahkemesinin 08/08/2008 tarih ve 2008/171 E.-347 K.sayılı dosyasında yapılan keşif sonunda düzenlenen bilirkişi raporu hükme esas alınarak şikayetin kabulüne karar verildiği görülmektedir. Ancak, anılan dosyada, bilirkişi incelemesinin 13/06/2008 tarihinde yapıldığı, bu tarihten itibaren şikayet tarihi 15/12/2010 'a kadar geçen süre nazara alındığında taşınmazın değerinde değişiklik meydana gelebileceği hususu da gözetilerek mahkemece, yukarıda açıklanan ilkeler ışığında keşif yapılarak bilirkişi raporu alınarak oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde şikayetin kabul edilmesi isabetsizdir.SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İ.İ.K. 366 ve H.U.M.K.’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 26.01.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.