Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 16950 - Karar Yıl 2007 / Esas No : 12884 - Esas Yıl 2007





Mahalli mahkemece verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine, bu işle ilgili dosya mahallinden Daireye gönderilmiş olmakla okundu ve gereği görüşülüp düşünüldü:506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu'nun 121. maddesinde (bu kanun gereğince bağlanacak gelir veya aylıklar ve sağlanacak yardımlar, nafaka borçları dışında, haciz veya başkasına devir ve temlik edilemez) hükmüne yer verilmiştir.İİK 83-a maddesi gereğince borçlunun, hacizden önceki bir dönemde haczi mümkün olmayan bir mal veya hakkın haczedilebileceğine dair alacaklıyla yapmış olduğu anlaşma geçerli değildir. Anılan maddenin amacını açıklayan gerekçesinde de "...borçlunun, hacizden önce sonuçlarını tahmin edemeyeceği cihetle, bir mal veya maaş yahut ücretin haczedilemeyeceği yolunda şikayette bulunmayacağını bildirmesinin, lehine olan yasa hükmünün uygulanmasından feragat etmesinin hükümsüz sayılacağı, zira, bir malın ne derece haczedilmez olduğunun, borçlunun ve ailesinin haciz anındaki durumlarına göre saptanabileceği" ifade olunmuştur. Bu durumda takibin kesinleşmiş olması koşulu ile haciz sırasında ya da haciz işleminin gerçekleşmesinden sonraki dönemde borçlu haczedilmesi mümkün olmayan mal ve haklarla ilgili olarak bu hakkından vazgeçebilir (HGK 31.03.2004 tarih ve 2004/12-2002).Somut olayda, 26.03.2007 tarihinde yapılan ihtiyati haciz sırasında borçlunun SSK emekli maaşının tamamının haczine muvafakat ettiği, örnek 7 nolu ödeme emrinin ise bu tarihten sonra 27.03.2007 tarihinde adı geçene tebliğ edildiği ve muvafakat tarihinde henüz kesinleşmiş bir takibin bulunmadığı anlaşılmıştır. Bu durumda, ihtiyati haciz sırasındaki kabul takibin kesinleşmesinden önce olduğundan, yukarıdaki gerekçeler karşısında bu muvafakat geçerli değildir. Bu durumda mahkemece şikayetin kabulü ile taleple bağlı kalınarak borçlunun SSK emekli maaşının 1/4'ünün üzerinde kalan kısım üzerindeki haczin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.Sonuç: Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK 366 ve HUMK'nın 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 25.09.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.