MAHKEMESİ: Denizli 1. İcra Hukuk MahkemesiTARİHİ: 29/09/2011NUMARASI: 2011/145-2011/716Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü:Kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile yapılan takipte, takibin kesinleşmesinden önceki devrede, zamanaşımının gerçekleştiğine ilişkin itirazın, İİK.nun 168.maddesinin 5. fıkrası hükmüne göre ödeme emrinin tebliğinden itibaren 5 günlük yasal süre içinde icra mahkemesine yapılması gerekir. Takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zamanaşımına uğradığına ilişkin şikayet ise İİK.nun 71/son ve 33/a maddeleri gereğince süreye tabi olmaksızın ileri sürülebilir. Somut olayda 20.11.2008 keşide tarihli çeke dayalı olarak 03.12.2008 tarihinde takip başlatıldığı, takip talebi ile, TTK.nun 726.maddesinde öngörülen 6 aylık çek zamanaşımı süresinin TTK.nun 662.maddesi gereğince kesildiği ve aynı Kanunun 663 ve devamı maddeleri uyarınca süresi aynı olan yeni bir zamanaşımı süresinin işlemeye başladığı görülmektedir. Borçluya gönderilen örnek 10 ödeme emri 8.1.2009 tarihinde tebliğ edilemeden iade edilince, 16.2.2009 tarihinde ticaret sicil memurluğundan borçlu şirkete ait adres bilgilerinin istendiği, anılan memurluğun 9.4.2009 tarihli cevabi yazısı ile bildirilen ticaret sicil adresine alacaklı tarafça 11.1.2010 tarihinde ödeme emrinin çıkarılmasının talep edildiği, tebligatın 18.1.2010 tarihinde tebliğ edilemeden iade edilmesi üzerine, alacaklının 17.8.2010 tarihli talebi uyarınca Tebligat Kanunu'nun 35.maddesine göre 8.2.2011 tarihinde ödeme emrinin borçluya tebliğ edildiği, borçlunun İİK.nun 168/5. maddesinde yazılı 5 günlük yasal süre içinde icra mahkemesine başvurarak takibin kesinleşmesinden önceki devrede zamanaşımının gerçekleştiğini ileri sürerek takibin iptalini talep ettiği görülmektedir.Yukarıda da belirtildiği üzere, takip talebi ile ödeme emrinin tebliği arasında yapılan 16.2.2009 tarihli takip işleminden itibaren 6 aylık zamanaşımı süresi geçtikten sonra 11.1.2010 tarihinde işlem yapıldığı, yine bu tarih ile 17.8.2010 tarihli takip işlemi arasında da aynı zamanaşımı süresinin geçtiği anlaşılmakla, mahkemece İİK.nun 169/a maddesinin 4. fıkrasına göre zamanaşımı nedeniyle takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, takibin kesinleşmesi sonrasında borcun zamanaşımına uğramadığından bahisle itirazın reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.SONUÇ :Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK.'nun 366. ve HUMK.'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 15/05/2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.